Oyun Terapisi Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Oyun terapisi, çocukların duygusal, sosyal ve davranışsal sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak amacıyla kullanılan etkili bir terapi yöntemidir. Bu terapi, çocukların iç dünyasını keşfetmelerine, duygularını ifade etmelerine ve özgüvenlerini geliştirmelerine yardımcı olur. İzmir oyun terapisi, kentimizdeki çocuklara sağladığı değerli katkılarla öne çıkmaktadır. Bu makalede, oyun terapisi nedir, kimler için uygundur, hangi durumlarda ihtiyaç duyulur gibi önemli soruları ele alacağız.

Oyun terapisi, çocukların zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olmak için oyunun gücünden yararlanan bir terapi türüdür. Oyun, çocukların dünyayı anlamaları, duygularını ifade etmeleri ve içsel çatışmalarını çözmeleri için doğal bir yöntemdir. Oyun terapisi, çocukları tedavi eden lisanslı ve uzmanlaşmış terapistler tarafından yönetilir. Bu terapi, çocuğun oyun oynamasına ve oyuncakları kullanarak kendini ifade etmesine olanak tanırken terapist de çocuğun davranışlarını ve duygusal durumunu gözlemleyerek uygun rehberlik sağlar.

Oyun Terapisi Nasıl Uygulanır?

Oyun terapisi, çocukların duygusal, sosyal ve davranışsal zorluklarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için oyunun gücünden yararlanan etkili bir terapi yöntemidir. Bu terapi, çocukların iç dünyasını keşfetmelerine, duygularını ifade etmelerine ve özgüvenlerini geliştirmelerine destek olur. Peki, oyun terapisi nasıl uygulanır ve terapinin adımları nelerdir? İşte, oyun terapisi sürecini açıklayan adımlar:

1. Başlangıç Değerlendirmesi: Oyun terapisi süreci, çocuğun ve ailenin ihtiyaçlarını anlamak için başlangıç değerlendirmesiyle başlar. Uzman terapist, çocuğun duygusal durumunu, ilgi alanlarını ve yaşadığı zorlukları anlamak için aile ile birlikte bir ön görüşme yapar. Bu değerlendirme, terapinin hedeflerini belirlemek ve çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir terapi planı oluşturmak için önemlidir.

2. Güvenli ve Destekleyici Ortam Sağlama: Oyun terapisi, çocuğun rahat ve güvende hissettiği bir ortamda gerçekleştirilir. Terapist, terapi odasını çocuğun güvenliğini ve gizliliğini sağlayacak şekilde düzenler. Oda, çocuğun oyuncaklarla etkileşime geçebileceği, duygularını ifade edebileceği ve özgürce oynayabileceği bir alan olarak tasarlanır.

3. Oyuncak ve Materyal Seçimi: Oyun terapisi, çocuğun oyun yoluyla kendini ifade etmesine olanak tanır. Bu nedenle, terapist çocuğun yaşına, ilgi alanlarına ve duygusal ihtiyaçlarına uygun oyuncaklar ve materyaller seçer. Oyuncaklar, çocuğun duygusal ifadesini kolaylaştırır ve terapistin çocuğun iç dünyasını anlamasına yardımcı olur.

4. Oyun Süreci ve Gözlem: Terapist, çocuğun oyun sürecine aktif bir şekilde katılır ve çocuğun oynadığı oyunları dikkatlice gözlemleyerek çocuğun duygusal durumunu anlamaya çalışır. Oyunlar aracılığıyla çocuğun iç dünyasını keşfetmek, duygularını ifade etmekte zorlandığı alanları belirlemek ve çocuğun yaşadığı zorlukları anlamak için önemlidir.

5. Duygusal Destek ve Rehberlik: Oyun terapisi sürecinde, terapist çocuğa duygusal destek sağlar ve duygularını ifade etme konusunda rehberlik eder. Çocuğun yaşadığı duygusal zorluklar ve çatışmalar üzerine konuşulur ve terapist, çocuğun duygularını anlamasına ve olumlu yollarla ifade etmesine yardımcı olur.

6. Oyundan Sonra Değerlendirme: Oyun terapisi oturumları sonrasında terapist, çocuğun oyun sürecini ve ifade ettiği duyguları değerlendirir. Bu değerlendirme, terapinin ilerleyişini izlemek ve terapi planını gerektiğinde ayarlamak için önemlidir.

7. Terapi Hedeflerine Ulaşma: Oyun terapisi, belirlenen terapi hedeflerine ulaşmayı amaçlar. Terapist, çocuğun özgüvenini artırarak duygusal sorunlarını çözmesine yardımcı olur ve çocuğun sosyal ve duygusal becerilerini geliştirmesini destekler.

Oyun terapisi, çocukların duygusal gelişimine destek olan etkili bir terapi yöntemidir. Oyun tabanlı terapinin adımlarını bir psikolog aracılığıyla takip edilerek, çocukların iç dünyalarını keşfetmelerine ve zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olunabilir.

Oyun Terapisi Hangi Yaş Grupları İçin Uygundur?

Oyun terapisi, genellikle 3 ila 12 yaş arasındaki çocuklar için en etkili olan terapi türlerinden biridir. Bu yaş aralığındaki çocuklar oyun yoluyla daha rahat duygularını ifade edebilirler. Ancak, ergenlik dönemindeki gençler için de oyun terapisi uygun olabilir, terapistin yaklaşımı ve kullanılan materyaller ergenlerin özel ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır.

Oyun Terapisine Hangi Durumlarda İhtiyaç Duyulur?

Oyun terapisine başvurma nedenleri çeşitlilik gösterebilir. Çocuklar, aile içi sorunlar, boşanma, kayıp, travmatik olaylar veya arkadaş ilişkileri gibi zorlayıcı yaşam durumlarıyla başa çıkma konusunda güçlükler yaşayabilirler. Dikkat eksikliği, hiperaktivite, kaygı, depresyon gibi duygusal ve davranışsal sorunları olan çocuklar da oyun terapisinden fayda görebilirler. Oyun terapisi, çocukların özgüvenlerini artırırken sosyal becerilerini geliştirmelerine de yardımcı olur.

Oyun terapisi, çocukların duygusal gelişimine destek olan önemli bir terapi yöntemidir. Oyun terapisi, çocuklara güvenli ve destekleyici bir ortamda duygusal ifade özgürlüğü sağlayarak içsel çatışmaları ve zorlukları aşmalarına yardımcı olur. Bu terapi, çocukların yaşam kalitesini artırırken sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlar. Eğer çocuğunuzun duygusal sorunlarıyla başa çıkmasına ve gelişimine destek olmak istiyorsanız, İzmir oyun terapisi hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.

Yeme Bozukluğu

Yeme davranışlarının aşırı şekilde kontrol edilmeye başlanması, bir süre sonra kişinin bastıramayacağı düzeye gelir, kişi yeme alışkanlıklarında ya aşırıya kaçar alması gereken besinden çok daha fazlasını alır ya da alması gereken miktara ulaşamayarak az yemek yer. Her ikisi de çok ciddi problemler olup kişiyi hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak çok yıpratır. Bu nedenle yeme bozukluğu yaşayan kişilerin bir an önce bir uzmandan destek alarak tedavi olması gerekmektedir.

Yeme Bozukluğu Nedenleri

Yeme bozukluğunu, diyet yapma ile karıştırmamak gerekir. Çünkü diyet yaparken kişi sağlıklı bir şekilde beslenmeye devam eder. Yeme bozukluğunda ise kişi psikolojik olarak kendini çok az yemeye ya da çok fazla yemeye şartlandırmıştır ve bu durum oldukça sağlıksız bir şekilde ilerler. Yeme bozukluğu nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Yeme bozukluklarının en büyük nedeni özgüven eksikliğidir. Kişi kendi vücudunu hiçbir zaman beğenmez ve sürekli kilosu ile ilgili takıntıları vardır. Bu takıntılardan kurtulmanın da genelde yemek yemeyi bırakarak olacağına inanmaktadır. -Yeme bozukluğunun bir diğer nedeni depresyondur. Kişi duygularını ve hayatını kontrol etmek için yeme alışkanlıklarını bozar ve bu durum psikolojik bir rahatsızlığa dönüşür.
  • Yeme bozukluklarının kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre daha fazladır. Bu durum, kadınlık psikolojisinin de yeme bozukluğunun oluşmasında etkili olduğunu göstermektedir.
  • Yeme bozuklukları, genellikle ergenlik dönemi ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Kişinin ergenlik döneminde yaşadığı değişiklikler ve kimi zaman bu değişikliklere uyum sağlayamaması da yeme bozukluklarının oluşma nedenlerindendir.

Yeme Bozukluğu Belirtileri

Hayatımızın farklı dönemlerinde duygu durumumuza bağlı olarak bile tükettiğimiz besin miktarı değişebilmektedir. Bir bireye yeme bozukluğunun olduğunu söyleyebilmek için iyi bir şekilde gözlemlenmesi gerekir. Yeme bozukluğu belirtileri kişiden kişiye değişse de en sık görülen belirtiler; kısa sürede meydana gelen aşırı kilo değişimleri(kilo verme ve almanın her ikisini de kapsamaktadır), sürekli olarak alınan besinlerin kalorilerinin hesaplanması, yemek yerken gerilmek, özellikle kalabalık alanlarda yemek yerken çekinmek, bulunulan ortamda sürekli kilo ile ilgili sohbet konuları açmak, yeme bozukluğuna bağlı olarak ciltte, ağız kenarlarında ve dişlerde oluşan kusurlar, kilo alma kaygısına bağlı olarak sürekli fiziksel aktivite ile alınan kalorilerin yakılması, bazı hastalarda kilo verme amacı ile sürekli olarak kusmaya çalışma ve buna bağlı gelişen fiziksel kusurlardır.

Yeme Bozukluğu Tedavisi

Yeme bozukluğu tedavisi, tanıdan çok daha kolay olmaktadır. Çünkü yeme bozukluğu problemi yaşayan kişi, psikolojik nedenlerden dolayı az yemek yemekte ve bu durumun farkına varamamaktadır. Bu probleme sahip kişilerin fark edilmesi genelde yakın çevreleri aracılığı ile gerçekleşmektedir. Durumun fark edilmesinden sonra derhal uzman bir psikoloğa danışarak destek alınması gerekmektedir.

İzmir ili içerisinde hastalarına hizmet veren Psikolog Doğan Tura, almış olduğu eğitimler ve iş hayatındaki tecrübeler ile hastalarına her daim destek olmaktadır. İzmir yeme bozukluğu tedavisi ve daha pek çok psikolojik sorun için destek alabileceğiniz bu psikolog, hastaları ile birebir iletişim kurarak önce problemin temel nedenine odaklanmakta ve bunu anladıktan sonra ona göre bir tedavi planı oluşturmaktadır.

Yeme bozukluğu tedavisinde de problemin altında yatan nedene göre farklı tedavi yolları bulunmaktadır. Bunlar arasında en sık kullanılanları ilaç tedavisi ve psikoterapidir. İyi bir tedavinin, kararlılıkla olacağının bilincinde olan Psikolog Tura, tedavi süresince kişiye destek olmakta ve yakın çevresini de bu konuda bilinçlendirmektedir. Siz de yeme bozukluğu problemleriniz için uzman bir bireyden destek almak istiyorsanız randevu alarak kliniğe gelip bir an önce tedaviye başlayabilirsiniz.

Uyku Bozukluğu

Uyku, gün içerisinde yorulan vücudumuzun dinlenmesi için gerekli olan bir gereksinimdir. Bu süre içerisinde fiziksel olarak dinlenme gerçekleştiği gibi zihnimiz de dinlenir, gün içerisinde öğrenilen bilgiler belleğe aktarılır, hormonal pek çok mekanizma düzenlenir. Bir insanın hayatının üçte birini geçirdiği uyku, boşa vakit harcamak olarak değerlendirilmemelidir bu nedenle. Yeteri kadar uyumayan bireylerde pek çok uyku bozukluğu problemi ortaya çıkabilir. Bunlar uykusuzluk, uyurgezerlik, huzursuz bacak sendromu gibi problemlerdir.

Uyku Bozukluğu Nedenleri

Uyku bozukluğunun görünen ya da görünmeyen pek çok nedeni bulunmaktadır. Uyku bozukluğu nedenleri genel olarak şu şekilde olmaktadır:

  • Uyku bozukluğunun ve pek çok sağlık probleminin temel nedenlerinden biri strestir. Günlük hayatta yoğun stres altında kalan bireyler, bu streslerini atacak fırsat bulmadıkları takdirde beyin fonksiyonlarında birtakım bozukluklar meydana gelmekte ve bu durum geceleri sık sık uykudan uyanma ve uykuya dalmada sorun yaşama şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
  • Kaygı bozukluğu yani bilinen bir diğer adı ile anksiyete, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilemekte, bu probleme sahip kişiler özellikle uykuya dalmada çok ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar.
  • Uyku eyleminin gerçekleştirildiği ortamın kalitesi de uyku kalitesini etkilemekte, burada kişiyi rahatsız eden bir durumun oluşması da kişinin uyku problemleri yaşamasına neden olmaktadır. Bu bağlamda bulunulan yerde alerjik reaksiyon başlamasına sebep olacak herhangi bir şeyin varlığı, uyku sırasında solunum problemlerine neden olarak kişinin uykudan uyanmasına neden olur. Bununla birlikte kişi uykuya dalmada da sıkıntı yaşar.
  • Solunum rahatsızlıkları da uyku problemlerinin yaşanmasına neden olabilmektedir. Özellikle soğuk algınlığı, sinüzit, KOAH, astım gibi problemleri olan kişiler geceleri sık sık uykudan uyanırlar ve uykunun sürekli olarak kesintiye uğraması uykuya dalmayı güçleştirdiği gibi uykunun kalitesini de düşürerek kişinin yorgun uyanmasına neden olur.
  • Uykunun iki farklı evresi bulunmaktadır ve bu evreler sırasında vücutta gerçekleşen olaylar farklıdır. Sık idrara çıkma yani bir diğer adıyla noktürni problemi olan bireyler, bu uyku evrelerini dengesiz ve sık bir şekilde bölmektedir. Bu da vücudun ve beynin yeterince dinlenmesine engel olduğu için uyku kalitesini düşürmektedir.
  • Kronik ağrı yaşayan kişiler de uykudan sık sık uyandıklarından uyku kaliteleri düşmektedir.

Uyku Bozukluğu Belirtileri

Uyku bozukluğu belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte en sık görülen belirtiler; uykuya dalmada güçlük geçme, uyku sırasında sık sık uyanma, sabahları yorgun uyanma, sürekli uykusuzluk hissi, nefes alma problemleri, uyku sırasında özellikle stres ve kaygıya bağlı olarak anormal davranışlar sergileme, odaklanma problemleri, sosyal hayatta ve iş hayatında enerji olarak düşüklük, depresyon ve anormal kilo almadır.

Uyku Bozukluğu Tedavisi

Uyku bozukluğu tedavisi için dikkat edilmesi gereken en önemli şey problemin nedenini saptamaktır. Problemin nedeni öğrenildikten sonra bu doğrultuda tedaviye başlamak daha kolay olmaktadır. İzmir uyku bozukluğu tedavisi veren psikologlar arasında yer alan Psikolog Doğan Tura, kliniğinde hastalarına hizmet vermektedir. Almış olduğu eğitimler ve tecrübeleri ile hastalarına tanı koyduktan sonra gerekli tedavilere başlayan Psikolog Tura, İzmir ili içerisinde adını duyurmayı başarmış sayılı psikologlardandır.

Tedavi için kimi durumlarda ilaç tedavisi verilirken kimi durumlarda ilaca gerek kalmadan psikoterapi ve yaşam rutinlerinin değiştirilmesi ile başarı sağlanmaktadır. Tedavi sürecinde en önemli olan şey hastanın kararlı olmasıdır. Aynı şekilde çevresinden de bu süreçte destek gören hastaların iyileşme oranı oldukça yüksektir. Siz de uyku bozuklukları yaşıyor ve uyku kalitenizin artmasını istiyorsanız kliniğe gelmeden önce randevu alabilir, psikologdan destek alarak uyku kalitenizi arttırabilirsiniz.

Trikotilomani Nedir?

Trikotilomani bir diğer adı ile saç yolma rahatsızlığı, kişide psikolojik stres yaratan pek çok konuya karşın kişinin kendi saçlarını yolmasına denir. Bir nevi kendine zarar verme eğilimi olan trikotilomani, uzmanlar tarafından psikolojik rahatsızlık olarak değerlendirilir. Bu psikolojik rahatsızlık kişide dürtü eylemi ile ortaya çıkar.

Stres durumlarında stres ile baş edebilmek adına saçlarını yolarak bu durumun çözüme kavuştuğunu düşünürler. Kişide yaşanan saç yolma dürtülerine karşı koyma durumlarında başka herhangi bir şeye odaklanamaz ve rahatlayamazlar. Dürtüye uyan kişiler saç tellerini yoldukları zaman kendilerini rahatlamış hisseder ve stresinin azaldığını düşünürler. Yapılan araştırmalar neticesinde yüzde 0,5 ila 2 oranında saç yolma davranışları görülür.

Saç yolma eğilimi gösteren kişiler bu durumu tekrarladığı sürece saç telleri uzun vadede ciddi derecede zarar görür. Aynı zamanda kafanın belirli noktalarında kelleşme ve saç kayıpları yaşanır. Hızlı ve sert çekim yapılır ise kafada yer alan dokular zarar görebilir. İzmir trikotilomani tedavisi çalışma alanlarında genç, yetişkin, ergen ve çiftler yer alır. Hemen hemen her yaşta görülebilen bir rahatsızlık olan trikotilomani, tedavi edilebilir bir rahatsızlık türüdür.

Trikotilomani Hangi Psikolojik Sorunlara Eşlik Eder?

Trikotilomani hastalığı çocukluk dönemlerinde de ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu dönemde erkek ve kız çocuklarında eşit oranda görülür. Ancak yetişkinlerde meydana gelen trikotilomani hastalığı kadınlarda daha sık görülen bir hastalıktır. Adet ve hamilelik dönemlerinde sıklıkla ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Trikotilomaninin meydana getirdiği psikolojik sorunlar şu şekildedir;

  • Obsesif kompulsif bozukluk
  • Anksiyete bozukluğu
  • Depresyon
  • Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
  • Otizm spektrum bozukluğu
  • Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi çeşitli psikolojik sorunlarda trikotilomani hastalığından sonra gelişen diğer psikolojik sorunlardır. Özellikle çocukluk dönemlerinde başlayan trikotilomani hastalığı, kısa süre içerisinde tedavi edilmediği sürece ciddi rahatsızlıkları da beraberinde getirir.

İzmir trikotilomani tedavisi, alanında uzman Psikolog Doğan Tura tarafından uygulanan tedavi yöntemlerine göre kişiye özel çalışmalar yapılır. Trikotilomani psikolojik rahatsızlığı sosyal yaşamında etkilenmesine neden olur. İş hayatında yaşanan stres karşısında kişi saçını yolma dürtüsüne engel olamadığından dolayı çeşitli problemler ile karşılaşabilir. Bu durum özgüven eksikliğinin oluşmasına ve işyerindeki başarısına engel olabilir. Ciddi bir rahatsızlık olan trikotilomani mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Sizler de İzmir trikotiomani tedavisi ile kısa süre içerisinde bu psikolojik rahatsızlığından kurtulabilirsiniz.

Trikotilomani Hastalığının Tedavisi Nasıl Yapılır?

Saç yolma hastalığının tedavisinde psikoterapi ve ilaç tedavisi uygulaması yapılır. Özellikle ilaç tedavisi uygulamasında tamamen kişilerin semptomları dikkate alınarak doz ayarlaması yapılır. Bilişsel davranışçı terapi kapsamında davranış düzeltme terapileri kullanılır. Bu terapi yöntemlerinde hastaya sağlık sorunlarının belirtileri ve saç yolma dürtüsünün altında yatan faktörler ile farkındalık eğitimleri verilir. Saç yolmaya neden olan streslerin neler olduğu uzmanlar tarafından öğrenilerek kişilere farklı bir alışkanlık kazandırılmaya çalışılır. Hastanın motive edilmesine yardımcı olunarak hastalığın kontrol altına alınması sağlanır. İzmir trikotilomani tedavisi, psikoterapi etkinliğinin devamı için ilaç tedavisini de birlikte uygular.

Hastanın saç yolma davranışı sürekli olarak tekrarlandığı ve kıl yeme alışkanlığının ortaya çıktığı durumlarda mide ve bağırsak sistemi ile ilgili birçok sorun ortaya çıkabilir. Bu durumun oluşturduğu komplikasyonlara istinaden tedavi yöntemleri uygulanması gerekebilir. Saç yolma hastalığı, kendi kendine geçebilen bir rahatsızlık türü değildir.

Kişiler saç yolma eğiliminden sonra rahatlama hissine sahip olduklarından dolayı tüm stresli anlarında bu dürtülere kulak verirler. Rahatlayan kişiler giderek şiddetlenen saç yolma eğilimleri ile karşı karşıya kalırlar. Bu nedenle tedavi yöntemlerinden yararlanarak trikotilomani dürtülerinden kurtulabilirsiniz.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Travma sonrası stres bozukluğu, travmatik olaylarla karşı karşıya kalan bireylerin bu travmaya bağlı olarak kaygısal sorunlar yaşamasına sebep olan bir tür psikolojik bozukluktur. Her insan, hayatınız belirli dönemlerinde travmalar yaşayabilmektedir. Ancak her birey bu travmaların üstesinden kolay bir şekilde gelememekte ve günlük yaşantılarında buna bağlı stres sorunları yaşamaktadır.

Bu tür durumlarda kişilerin psikolojik destek alması oldukça önemlidir. Aksi halde travmaya bağlı olarak gelişen stres bozukluğu daha ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu noktada kişiler, Psikolog Doğan Tura ile yaşadıkları bu sorunun üstesinden gelebilecekleri uygun tedavilere başlayabilmektedir. Doğan Tura erken, yetişkin ve çift seansları yapmakta olup, psikolojik rahatsızlıkların tedavi edilmesini sağlamaktadır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri

Stres bozukluğu günümüzde hemen hemen her bireyin yaşayabileceği sorunlardan bir tanesidir. Bu stres bozuklukları ve kaygı durumlarının bir travmaya bağlı olarak görülmesi ise post travma stres bozukluğu olarak adlandırılmaktadır. Bu psikolojik soruna sahip olduğunu düşünen kişiler travma sonrası stres bozukluğu belirtisi konusu üzerine araştırmalar yaparak kendilerinde bu belirtilerin olup olmadığını öğrenmek istemektedir. Aşağıdaki listede travma sonrası stres ve kaygı bozukluğunun belirtileri açıklanmaktadır.

  • Yaşanan travmayı sürekli hatırlama
  • Travmanın tekrar yaşanabileceği korkusu
  • Travmaya sebep olan kişi ile tekrar karşılaşma endişesi
  • Travmayı ya da travmaya benzer bir olayı sık sık rüyada görme
  • Travma esnasında yaşanan endişe ve korkuyu tekrar tekrar yaşama

Bu belirtilerden biri ya da birkaçına sahip olan kişiler, travmatik olayların bırakmış olduğu stres ve kaygı faktörlerinden kurtulabilmek için profesyonel bir destek almalıdır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Neden Olur?

Travma sonrası stres bozuklukları, trajik bir olay yaşayan ya da tanık olan kişilerin bu durumdan çok etkilenmesi ve uzun yıllar boyunca bu olayın etkisi ile stres bozukluğu yaşaması sebebiyle oluşmaktadır. Savaş, yokluk, cinsel istismar, duygusal ya da fiziksel şiddet, ölüm ya da ölümcül hastalıklar gibi insanların hayatına derin izler bırakan olaylar, bu stres bozukluğunun ortaya çıkma sebepleri arasındadır. Örneğin; daha önce fiziksel şiddet görmüş bir kişi, bu olayın üstüne yıllar geçse de olayı dün gibi hatırlayabilir ve korkuları gün yüzüne çıkabilir. Bu nedenle kişi stres bozukluğu yaşar.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Teşhisi Nasıl Konur?

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi için ilk olarak doğru teşhis konması gerekmektedir. Bu noktada teşhis uzman psikologlar tarafından konmaktadır. Hastanın yaşam öyküsü dinlenir ve travmatik olay öğrenilir. Eğer kişi günümüzde hala bu travmanın etkileriyle baş ediyorsa teşhis konabilmektedir. Yapılacak sözlü muayeneye ek olarak doktorlar farklı testler de uygulayarak kişilerin hormonlarını inceleyebilir ya da MR ile beynin görüntülenmesini talep edebilir. Yapılacak bu ve bu gibi tetkikler doğrultusunda teşhis konmakta ve hastanın durumuna uygun olacak tedaviye başlanmaktadır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisi

Travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde genellikle psikoterapi tercih edilmektedir. Ancak bu durum hastanın stres bozukluğu düzeyine bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Eğer bu rahatsızlığa sahip olan birey günlük hayatında büyük sorunlar yaşamıyorsa psikolog ile konuşma üzerine bir tedavi ile daha iyi hissedebilmektedir. Ancak stres bozukluğu fazla olan ya da travma sonrası stres bozukluğuna ek olarak farklı psikolojik sorunlar da gösteren kişilerde ilaç ve benzeri daha güçlü tedavilere başlanabilmektedir. Bu hastalığa sahip olduğunu düşünen kişiler, İzmir travma sonrası stres tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak ve teşhisin belirlenip tedavinin başlaması için Psikolog Doğan Tura ile iletişime geçebilir.

İzmir Erken Boşalma Tedavisi

Erken boşalma, erkeklerin üçte birinde görülen ve tedavisi olan bir problemdir. Kimi bireylerde bu durumun nedeni tamamen fizyolojik iken bazı bireylerde ise psikolojik nedenlerden kaynaklanmaktadır.

Erken boşalma, erkeğin orgazm olma zamanını partnerine göre kontrol edememesi ve partneri orgazm olmadan boşalması anlamına gelmektedir. Özellikle bizim toplumumuzda cinsel ilişkiye dair yeteri kadar bilgi sahibi olmayan çiftlerde bu problem utanç kaynağı olmaktadır. Bu nedenle erkek bireyler, destek almaktan çekinmekte ve partnerleri ile mutsuz bir cinsel birliktelik gerçekleştirmektedirler.

Bazen erkekler bu durumu karşı tarafa hissettirmemek için çeşitli yollar denemekte, çiftler arasında iletişimsizlik ve buna bağlı cinsel sorunlar ortaya çıkmaktadır. Tedavisi bulunan bu problem başlarda hafif olup sonraki zamanlarda şiddetlenebilir. Bu durum kişinin partnerini de olumsuz etkiler ve bu kişinin cinsel aktivitelerini kısıtlayarak problemler meydana gelmesine yol açabilir. Bu nedenle erken boşalma problemi yaşayan kişilerin partnerlerinin de desteği ile İzmir uzman psikolog bir kişiden yardım almaları gerekmektedir.

Erken Boşalma Nedenleri

Erken boşalma problemleri, çok sık görülen cinsel problemlerin başında gelmektedir. Yaklaşık üç erkekten birinde görülen bu problemin çok çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerin bazıları fizyolojikken bazıları tamamen psikolojiktir. Erken boşalma problemi ile kliniğe gelen hastalar öncelikle fizyolojik muayeneden geçirilir. Herhangi bir fiziksel sorunu olmayan erkeklerin anlattıkları dinlenerek probleme neden olan faktörler tespit edilir ve bu faktörler doğrultusunda terapi seansları ve çeşitli egzersizler ile problem ortadan kaldırılır. Kliniklere başvuran hastalarda en sık görülen erken boşalma nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Cinsel ilişki sırasında çeşitli hormon mekanizmalarının rol oynadığı bilinmektedir. Örneğin testesteron ve tiroid hormonları, hipofiz bezi bozukluklarında boşalmada problemler ortaya çıkmaktadır.
  • Diyabet hastalarının sertleşme bozukluğu yaşadıkları çeşitli araştırmalar ve testler ile ortaya konmuştur. Bununla birlikte diyabet hastalarında diyabetle ilişkili olarak erken boşalma sorununun da ortaya çıktığı pek çok kez görülmüştür.
  • Prostat bezi bozuklukları, penisin aşırı hassasiyeti, multiple skleroz hastalığı da erken boşalmaya neden olan biyolojik faktörler arasında yer almaktadır.
  • Cinsel açıdan tecrübesiz olunması, stres, anksiyete, aşırı heyecan, kendini yetersiz hissetme, ilişkinin yeni olması gibi faktörler ise erken boşalmanın psikolojik nedenleri arasında yer almaktadır. Bununla birlikte partnerinin cinsel yolla bulaşan bir hastalık taşıdığını düşünen bireydeki erken boşalma sorununun sebebi de psikolojiktir.

Erken Boşalma Nasıl Teşhis Edilir?

Erken boşalma teşhisi için kişinin mutlaka uzman bir doktor tarafından görülmesi gerekmektedir. Kişinin detaylı bir şekilde tıbbi öyküsü alınır, müsaadesi olan hastalara boşalma süreleri sorulur, daha sonra birtakım endokrin testler yapılır, gerekli görülmesi halinde görüntüleme teknikleri ile hastaların prostat bezlerinden görüntü alınır, enfeksiyon varlığı kontrol edilir.

Erken boşalmanın iki çeşidi vardır. Kişide erken boşalma teşhisi konduktan sonra tedavinin belirlenmesi için erken boşalma tipinin belirlenmesi gerekir. Daha önce cinsel ilişkiye girdiğinde problem yaşayan ve bu durumun sürekli tekrarladığı hastalarda primer erken boşalma sorunu vardır. Daha önceki ilişkilerinde problem yaşamayan ve bu problemle ilk kez karşı karşıya kalan hastalarda sekonder erken boşalma görülür ve genellikle psikolojik nedenlidir. Strese bağlı olarak gelişebilmektedir.

Erken Boşalma Tedavisi

Erken boşalma tedavisi için hastanın bir doktor tarafından muayeneden geçirilmesi ve hangi tipte erken boşalma problemi bulunduğunun belirlenmesi gerekir. Problemin nedenleri bilindikten sonra tedavi süreci oldukça rahat bir şekilde ilerlemektedir. Tedavide ilaç kullanımı oldukça yaygındır.

İzmir cinsel terapi hizmetleri içinde erken boşalma tedavisi cinsel terapi yöntemlerin başında gelmektedir. Egzersiz ve sporun da erken boşalma tedavisinde sık sık kullanıldığı bilinmektedir. Özellikle Kegel egzersizlerinin düzenli olarak yapılması, sorunun çözülmesine iyi gelmektedir. Lokal anestezik içeren krem ve jeller de erken boşalma tedavisi için tercih edilir.

İzmir Vajinismus Tedavisi

İnsan vücudunda pek çok işleve sahip çeşitli kaslar bulunmaktadır. Vajinada da bazı kaslar yer almaktadır. Bu kaslar normalde cinsel ilişki sırasında kasılıp gevşeyerek penisin vajinaya girişine imkan sağlamaktadır. Çeşitli psikolojik ve fizyolojik nedenlerden dolayı bu kaslar cinsel ilişki sırasında kasılı kalabilmekte, bu durum cinsel ilişkiye girememe ya da ağrılı cinsel ilişkiye neden olmaktadır.

Toplumumuzda cinsel birliktelik ile ilgili yeteri kadar bilgi sahibi olmayan çiftler, bu durumun kendi kendine çözüleceğini düşünerek tekrar tekrar denemeler yapmaktadır. Vajinismus, tedavisi olan bir hastalık olsa da bu problemin çözümü için alanında uzman kişilerden destek almak gerekmektedir. Uzman yardımı alınmadan kendiliğinden çözülememektedir.

İzmir vajinismus tedavisi veren kliniklerden biri olan bu klinikte, alanında uzman kişiler hastalarını büyük bir dikkat ile dinleyerek gerekli olan tedavi için yol haritası çizmekte ve yeterli görüşme ile bu problem çözülmektedir.

Vajinismus Nedenleri

Bir hastalığı tedavi edebilmek için öncelikle bu hastalığın nedenleri bilinmelidir. Hastalığa neden olan etkenlerin ortadan kaldırılması, hastalığın tedavisi için yol gösterici olmaktadır. Vajinismus nedenleri, fizyolojik ve psikolojik olabilmektedir. Bu nedenle kliniğe gelen bireylerin öncelikle uzman bir doktor tarafından fiziksel olarak muayene edilmesi gerekmektedir. Fizyolojik açıdan herhangi bir sorunu bulunmayan kişilere psikolojik açıdan destek sağlanmaktadır. Vajinismus şikayeti ile kliniğe gelen hastalar arasında en sık görülen nedenler şunlardır:

  • Vajinal mantar enfeksiyonları
  • Cinsel istismara maruz kalmak ya da tacize uğramak, böyle bir duruma tanıklık etmek de travmaya bağlı olarak vajinismus oluşmasına neden olmaktadır.
  • Cinsel ilişkiye dair yeterince bilgi sahibi olmayan kişiler, ilk cinsel ilişkinin çok ağrılı geçeceğini sanmaktadırlar. Bu yanlış düşünce de vajinismusa neden olmaktadır.
  • Anksiyete ve stres de vajinismusun bir diğer sık rastlanan nedenlerindendir.
  • Cinsel ilişkinin normal bir şekilde yürütülmesi, eşler arası güvene bağlıdır. Partnerine karşı güvensizlik yaşayan kişilerde vajinismus ortaya çıkabilmektedir.
  • Jinekolojik işlem öyküsü ve travmatik doğumlara bağlı olarak vajinismus meydana gelebilmektedir.

Vajinismusun pek çok nedeni bulunmaktadır ve unutulmaması gereken en önemli şey bu nedenlerin hiçbirinin isteğe bağlı oluşmamasıdır. Bu nedenle vajinismus ile karşılaşan kişiler, uzman bir bireye danışarak tedavi olmalı ve bu süreçte partneri tarafından desteklenmelidir.

Vajinismus Belirtileri

Vajinismus belirtileri oldukça fazladır. Bu belirtilerden birkaçının aynı anda görülmesi halinde çiftler, uzman kişilere görünerek destek almalı ve vajinismus varlığında tedavi olmalıdır. Tedavisi bulunan bu hastalığın kendiliğinden geçeceği düşüncesi yanlıştır ve durum saptandıktan sonra tedaviyi ertelemek, daha sonra alınacak olan tedaviyi zorlaştırmakta ve kişiyi psikolojik açıdan oldukça rahatsız etmektedir. Bu nedenle vajinismus belirtileri görülmesi halinde derhal bir uzmana danışılmalıdır. Belirtiler ise şu şekilde özetlenebilir:

  • Bu hastalığın en temel belirtisi korkudur. Kişi genellikle cinsel ilişki sırasında bacaklarını kapatır ya da kendini geri çekme yolu ile partnerinden uzaklaşır.
  • Her zaman görülmemekle birlikte bazı hastalar jinekolojik muayeneden geçerken bacaklarını kapatırlar ve muayene olmak oldukça zordur.
  • Cinsel ilişkiden kaçma
  • Bu rahatsızlıkta kişi cinsel ilişki sırasında panik olur ve çoğu zaman cinsel ilişki sürdürülemez. Bazı bireyler ise kendilerini zorlayarak ilişkiyi devam ettirirler ve bu nedenle ağrılı cinsel ilişki görülür.

Vajinismus Tedavisi

Vajinismus tedavisi veren merkezler arasında yer alan Anka Psikoloji Merkezi bünyesinde alanında uzman bireyler yer almaktadır. Tedavi amacı ile bu merkeze gelen kişilere çeşitli sorular sorulur ve gerekli muayeneler yapılır. Hastalığın nedeni saptandıktan sonra uzman psikologlar tedavi sürecine ait planlamaları yaparak zaman geçmeden tedaviye başlar.

Vajinismus tedavisinde uygulanabilecek yöntemler; cinsel terapi, davranışsal terapiler, vajinayı rahatlatacak bazı egzersizler ve uygulamalardır. Bu sürecin sağlıklı ve hızlı bir şekilde tamamlanabilmesi için kişinin partnerinin desteği çok önemlidir. Özellikle terapi seansları, çiftlere yönelik olarak düzenlenmekte ve bu süreçte partnerlerin de katılımları istenmektedir.

Tedavi süreci psikolojik olarak yürütüldüğü için kişinin tedaviden sonuç alabileceğine inanması ve kararlılık, tedavinin başarıya ulaşması açısından gereklidir.

Vajinismus tedavisi tamamen kişiye özel olarak uygulanmaktadır. Bu hastalığın tedavisi için önerilen egzersizler; solunum egzersizleri, Kegel egzersizleri, gevşeme egzersizleri, vajinal dilatatörlerdir. Bu uygulamaların düzenli şekilde yapılması, hastalığın kısa süre içerisinden çözülmesini sağlamaktadır. Böylelikle çiftler cinsel hayatlarına mutlu bir şekilde ve ağrısız olarak devam edebilmektedirler.

Sosyal Fobi

 

Sosyal fobi, günümüzde en sık rastlanan fobiler arasında yerini almaktadır. Bu fobi, insanların diğer insanlar ile iletişime geçmesini engelleyen ya da iletişim sırasında kendini ifade etmesini zorlaştıran bir durumdur. Sosyal anksiyete olarak da bilinen sosyal fobi, kişilerin sosyal hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu noktada sosyal fobinin psikolojik bir sorun olduğu ve tedavi edilebileceği göz ardı edilmemelidir.

Sosyal fobi için psikolojik destek almak isteyen kişiler Psikolog Doğan Tura ile iletişime geçebilmektedir. Doğan Tura hem yetişkin hem ergen hem de çift terapi destekleri sağlayarak yaşanmakta olan psikolojik sorunların günlük hayata olan etkilerinin en aza indirilmesine yardımcı olmaktadır.

Sosyal Fobi Neden Olur?

Sosyal fobi, pek çok farklı sebebe bağlı olarak gelişebilecek bir durumdur. Sosyal fobi nedenleri incelendiği zaman bu psikolojik bozukluğun genellikle kişinin sosyal çevresinde kabul görmeyeceğinden endişelenmesi gibi sebeplere bağlı olarak meydana geldiği görülmektedir.

Sosyal fobi sahibi insanlar, genellikle çok az arkadaşa ve sosyal çevreye sahip olur ve bu çevreyi büyütmekten oldukça korkmaktadır. Zira yeni tanışılacak insanların kendilerini beğenmemesi, kendilerine uygun bulmaması ya da eleştirilmesi bu fobiye sahip olan kişilerin en büyük korkuları arasında yer almaktadır.

Bu fobinin gelişmesinde birçok faktör rol oynayabilmektedir. Özellikle erken yaştaki travmalar, kişinin ailesiyle sorunlar yaşaması, daha önce bir ya da daha fazla kişi tarafından reddedilmesi, kişinin kendini diğer insanlardan daha yetersiz görmesi bahsi geçen bu faktörlerden yalnızca birkaçıdır.

Sosyal Fobi Belirtileri

Sosyal fobi belirtileri üzerine araştırma yapan kişiler, sosyal anksiyetenin kolayca anlaşılabilecek belirtilere sahip olduğunu bilmelidir. Bu fobiye sahip olan kişilerde görülen davranışlar şu şekildedir:

  • Bu fobiye sahip olan insanlar dışarı çıkmaktan çekinir.
  • Yeni insanlarla tanışmak onlar için büyük bir meseledir.
  • Yeni ortamlara girmek yerine her zaman gidilen yerler tercih edilir.
  • Sokakta tek başına yürümek, bir kafeye yalnız gitmek bu kişilerin korktuğu eylemler arasındadır.
  • Sosyal fobisi olanlar kendilerini güzel veya yakışıklı hissetmemekte, diğer insanların yanında sönük kalacağına inanmaktadır.
  • Resmi ortamlara girmek, insanlarla direkt göz teması kurmak neredeyse imkansızdır.

Bu ve bu gibi sebeplerden ötürü sosyal fobisi olan bireyler, bu fobileri nüksettiği zaman terlemeye başlar, konuşma zorlukları yaşanır, yüzde kızarıklık görülebilir, karın ağrısı, bulanık görme, kusma isteği, idrara sıkışma gibi hasta olma belirtileri fobi atağı geçene kadar yaşanabilir.

Sosyal Fobi Nasıl Tedavi Edilir?

İzmir sosyal fobi tedavisi konusu üzerine araştırma yapan bireyler, sosyal ortamlarda bulunulduğu zaman ortaya çıkan bu anksiyete türünün psikoterapi ile kolayca çözümlenebileceğini bilmelidir. Eğer bu fobi çok ileri düzeyde değilse herhangi bir ilaç kullanımına gerek duyulmamaktadır.

Yapılan psikoterapi seanslarında doktor ve hasta birbiri ile iletişim kurarak bu soruna neden olan faktörü incelemekte ve bu fobinin yenilmesi için yapılması gerekenler hakkında seanslara devam edilmektedir. Kişi sosyalleşme konusunda iyileşme gösterdikçe psikolog kişilere tek başına dışarı çıkma ya da yeni insanlarla tanışma gibi görevler verebilir ve bu görevler sayesinde kişinin gelişimi takip edilebilmektedir.

Ancak daha önce de belirtildiği üzere ağır sosyal fobisi olan hastalarda ilaç ve benzeri farklı tedaviler uygulanabilmektedir. Eğer sosyal fobi belirtileri taşıyorsanız, mutlaka psikolojik destek almanız ve hayatınıza engel olmaması açısından tedaviye erken başlamanız tavsiye edilmektedir. Psikolog Doğan Tura ile iletişime geçerek randevu oluşturabilir ve İzmir sosyal fobi tedavi ücretleri de dahil olmak üzere merak ettiğiniz tüm konularda bilgi sahibi olabilirsiniz.

Sigara Bağımlılığı

Sigara bağımlılığı hem fiziksel hem de psikolojik olarak kişilere birçok zararı bulunan bir bağımlılıktır. Sigaranın içerisinde bulunan nikotinden kaynaklı olarak sigaraya olan bağımlılık giderek artar. Son dönemlerde sigaraya olan bağımlılık her geçen gün artış gösteriyor.

Yaşlı, genç, yetişkin ve ergen birey fark etmeksizin hemen hemen birçok insanda bağımlılık yapan sigara uzun vadede pek çok sağlık sorunlarının da ortaya çıkmasına neden olabilir. Yapılan araştırmalarda ortaya çıkan verilere göre her gün sigara içen bir kişi kendisini sigara bağımlısı olarak görmese de sigara bağımlısı olarak kabul edilir.

Sigara bağımlığının bu denli artmasının en büyük nedenlerinden bir tanesi sigaranın kolay ulaşılabilir olmasıdır. Toplum tarafından da oluşan algıya göre diğer bağımlılık yapan maddelere göre sigara daha az zararlı ve masum olarak kabul edilir. Madde kullanımına göre daha az zararlı olarak kabul edilen sigara, sahip olduğu nikotin seviyesinden dolayı ciddi oranda bağımlılık yapma etkisine sahiptir.

Sigara bağımlısı olan kişiler, her ne kadar sigarayı bırakmak isteseler de bu durum çoğunlukla başarısızlık ile sonuçlanır. Sigaranın akciğerlere vermiş olduğu zarar bir yana beyin fonksiyonlarına da ciddi oranda zararı bulunur. Beyinde kalıcı hasarlar oluşmasına neden olan sigara mutlaka bir uzman psikolog ile çözülmesi gerekir. Psikolog Doğan Tura, sigara bağımlılığı hususunda pek çok  yöntem geliştirerek kişilere sunar. Sizler de sigara bağımlılığından kurtulmak isterseniz sigara bağımlılığı tedavisi yöntemlerinden yararlanabilirsiniz.

Sigara Bağımlılığı Belirtileri Nelerdir?

Sigara bağımlılığı belirtileri kişiden kişiye göre farklılık gösteren bir durumdur. Bir kişinin sigara bağımlısı olarak sayılabilmesi için belli başlı kriterlerin en az ikisini göstermiş olması gerekir. Pasif içicilik durumlarında sigara bağımlılığından söz edilemez. Sigara bağımlılığının belirtileri şu şekildedir;

  • Sigaraya karşı yoğun bir istek ve arzu duyulması ve bu dürtülere karşı konulamaması.
  • Sigaraya ulaşmak ve tüketmek için ekstra çaba sarf edilmesi
  • Stresli anlarda sigara içerek rahatlamak ve sigara kullanımlarının zararları bilinse dahi bırakma eğilimi göstermemek.
  • Sigara bırakma deneyimleri yaşansa dahi başarısız sonuçlar almak ve tamamen sigara kullanımını sonlandıramamak.
  • Sigarada bulunan nikotin miktarının kişiyi tatmin etmediği durumlarda daha fazla sigara tüketme isteği ve her geçen gün sigara tüketmenin çoğalması.
  • Sigara kullanılmadığı durumlarda sürekli olarak kişinin sinirli ve agresif tavır içerisinde olması sigara bağımlılığı olduğunu gösteren belirtilerdir.

Sigara bağımlılığının bırakılabilmesi çoğu zaman tek başına mümkün değildir. İzmir sigara bağımlılığı tedavisi ile sigara kullanımlarınızı azaltarak kısa süre içerisinde bırakabilirsiniz. Uygulanan tedavi yöntemlerine uyulduğu takdirde daha sağlıklı bir yaşama merhaba diyebilirsiniz. Alanında uzman psikologlar, sigara kullanımının temel sebebini öğrenerek kişiye çeşitli tedavi yöntemleri uygularlar. Bu tedavilerin süresi hastaya göre değişkenlik gösterebilir.

Sigara Bağımlılığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

İzmir sigara bağımlılığı tedavisi, kişinin talebi ve isteği doğrultusunda uygulanan ve olumlu sonuçlar veren çeşitli tedavi yöntemleri sunar. Tedavi süreci başladığı andan itibaren sigara bağımlısı olan kişi sigara ile ilişkisini tamamen kesmelidir. Aksi takdirde uygulanan tedavilerden olumlu sonuç almak mümkün değildir. Uzmanlar sigarayı bırakmak isteyen kişiye bir tedavi planı sunarlar. Daha önce ne kadar süreliğine sigarayı bıraktığı ve sonrasında ne zaman başladığı hakkında çeşitli sorular sorulur. Sigarayı bırakmak isteyen birey bu dönemde psikolojik ve fizyolojik olarak hazır hale getirilir. 24 saat boyunca sigara içilmediği durumlarda sigara içme isteği azalır ve birkaç hafta içerisinde de tamamen kaybedilir. Bu dönemde sigarayı hatırlatacak nesneler tamamen ortadan kaldırılır. Çay ve kahve ile sigara içme alışkanlığı mevcut ise yeni alışkanlıklar elde edilmeye çalışılır. Sizler de sigarayı bırakmak isterseniz İzmir psikolog aracılığıyla sigara bağımlılığı tedavisi hakkında bilgi alarak tedaviye başlayabilirsiniz.

Kuşadası Psikolog

Kuşadası psikolog hizmetleri, hayatınız ile alakalı endişeli olduğunuz durumlarda, kaygılarınızda, ailevi sorunlarınızda, çocuklarınızda meydana gelen gelişim bozukluklarında ve aklınıza gelebilecek birçok alanda sizlere hizmet sunar.

İşin içinden çıkamadığınız durumlarda sizlere birçok yönü ile fayda sağlayan Kuşadası Psikolog, sadece mevcut problemleriniz ile alakalı değil ufkunuzun gelişmesine, düşünce ve fikir yapınızın tamamen farklılaşmasını da destekler. Psikolog hizmetleri, her alanda sağladığı profesyonel hizmetleri sayesinde herkesin kendisini daha iyi hissetmesini sağlar. Yaşadığınız buhranlı dönemi sizlere güven veren, alanında uzmanlaşmış kişilerden destek alarak en doğru şekilde atlatabilmeniz mümkündür.

Hayat, hiç ummadığınız zamanlarda sizlere pek çok travmatik olaylar sunar. Bu travmatik olaylara karşın verilecek olan tepkiler kişiye göre değişkenlik gösterebilir. Örnek olarak gösterilecek olur ise; çocukluk dönemlerinde yaşanan travmalar kimi insanlarda herhangi bir iz bırakmazken, kimi insanlarda ise bu travmalar içselleştirilir.

İçselleştirilen travmalar günün her anında aklınıza gelerek çok mutlu olduğunuz anlarda sizleri aşağı çekebilir. Sürekli olarak geçmişe dair takılı kaldığınız düşünceler hayatınızın içerisine yerleşerek sizi yaşamaktan soğutabilir. Zamanla yalnızlaşan, yaşamı sorgulayan kişiler günden güne kendisini kronik depresyonun içerisinde bulabilir.

Bu durum kısa süre içerisinde tedavi edilmediği takdirde sonu gelmeyen büyük bir problemin içerisine sizi sürükleyebilir. Kuşadası psikolog hizmetleri, kişiye özgü belirlediği tedavi süreçlerinde kişilere büyük oranda fayda sağlayarak tüm problemlerin geride bırakılmasına yardımcı olur. Sizler de izmir psikolog tedavi seanslarına katılarak yaşadığınız zorlu süreci atlatabilirsiniz.

Kuşadası Psikolog Fiyatları

Kuşadası psikolog fiyatları merak edilen en önemli unsurlardan bir tanesidir. Tedaviye başlamak isteyen kişiler ekonomik yönden uygun fiyatlı tedavi talep ederler. Kuşadası psikolog fiyatları her bütçeye uygun yapısı ile herkese hitap eder. Yüksek fiyat politikasına binaen hem uygun hem de kaliteli hizmet almak için sizler de Kuşadası psikolog merkezinden destek alabilirsiniz.

Psikolog danışmanlık hizmetleri birçok insanın ihtiyacı olan ancak ertelediği bir konudur. Yaşadığınız zorlu süreçlerin üstesinden gelebilmek ve birçok konuda danışmanlık hizmeti alabilmek için psikolog hizmetleri almanız şarttır. İşin içinden çıkamadığınız durumlarda sağlıklı düşünüp herhangi bir konuda karar alabilmeniz oldukça zordur.

Ancak alanında uzman kişilerden almış olduğunuz psikolojik destek sonucunda kendinizden daha emin olabilir ve verecek olduğunuz kararlarda sizler için en doğru olanını seçebilirsiniz. Kuşadası en iyi psikolog kategorisinde yer alan hem fiyat hem de tecrübesi sizlere en uygun olan psikoloğu tercih ederek tedavi sürecini başlatabilirsiniz. 

Psikolog danışmanlık hizmetlerinde yüksek verim alabilmek için seanslara düzenli olarak gelip gitmek gerekir. Aksi takdirde seansların yarım kalması ve çoğu zaman seanslara katılmamak iyileşmenize olumsuz yönde katkı sağlar. Psikoloğun tavsiyelerine de sosyal yaşamınızda uyum sağlayarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Hem danışmanlık almak hem de fiyatlar konusunda bilgi edinmek için iletişim numaraları üzerinden ulaşım sağlayarak fiyatları öğrenebilirsiniz.

Kuşadası Psikolog Hizmetleri Nelerdir?

Kuşadası psikolog hizmetleri ihtiyaç duymuş olduğunuz her an sizlerin yanındadır. Birçok alanda profesyonel hizmet sunan Kuşadası psikolog, psikolojik anlamda sizleri etkileyen tüm konularda bilgi sahibidir. Sizler psikolog hizmeti almaya başlamadan önce sorunlarınızın hangi nedenden kaynaklandığını, hangi sebeplerin sizi bu buhranlı sürece sürüklediğini biliyor olmanız gerekir.  Kuşadası psikolog hizmetlerinin sizlere sunmuş olduğu hizmetler şu şekildedir;

  • Aile danışmanlığı hizmetleri
  • Bireysel terapi hizmetleri
  • Ergen terapisi hizmeti
  • Cinsel terapi hizmeti
  • Bipolar bozukluk hizmeti
  • Obsesif kompulsif bozukluk hizmeti gibi çeşitli alanlarda sizlere hizmet verir.

Özellikle çocukluk dönemlerinde yaşanan travmatik durumlar çocukların büyüme evrelerinde yeniden atağa dönüşebilir. Bu ataklar karakter yapısına doğrudan etki eder. Kısa süre içerisinde çocuklarda yaşanan davranış bozuklukları fark edilmediği takdirde ileri dönemlerde ciddi problemler yaşanabilir.

Örnek olarak gösterilecek olur ise; çocuklar küçüklük dönemlerinde yaşamış olduğu problemlerine istinaden okul çağında tamamen içine kapanık bir hale bürünebilir. Bu durum çocukların sosyal aktif yaşamını, okul hayatını, başarını oldukça etkiler. Sosyal yaşamı aktif olmayan çocuklar kendilerinde yalnızlaştırır ve bu durum başarısına büyük oranda engel olur.

Çocuklarınızda bu durumları fark ettiğiniz takdirde uzman bir psikolog desteği almanız gerekir. Psikologlar, bu durumu yaşayan çocuklar ile ne şekilde iletişim kurulacağını biliyor olmasından dolayı çocukların kendi dünyasında yaşayıp problem gördüğü tüm noktaları detaylı bir şekilde öğrenir. Sizler de psikolog hizmetlerinden yararlanarak problemlerinizi giderebilirsiniz.

Çiğli En İyi Psikolog

Çiğli psikolog arıyorsanız, size profesyonel destek sunabilecek birçok seçenek bulunmaktadır. Psikologlar, zihinsel ve duygusal sağlıkla ilgili konularda uzmanlaşmış sağlık profesyonelleridir. Çiğli’de, farklı alanlarda uzmanlaşmış deneyimli ve donanımlı psikologlar mevcuttur.

Çiğli’deki psikologlar, çeşitli sorunlarla başa çıkmanıza yardımcı olabilirler. Stres, anksiyete, depresyon, ilişki sorunları, özgüven eksikliği, bağımlılık, travma sonrası stres bozukluğu ve daha birçok konuda destek sağlayabilirler. Profesyonel bir psikologla çalışmak, zorluklarınızla yüzleşmek ve daha sağlıklı bir zihinsel duruma ulaşmak için önemli bir adımdır.

Çiğli psikolog, bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi ve çocuk terapisi gibi çeşitli terapi yöntemlerini kullanabilirler. Tedavi süreci, size özgü ihtiyaçlarınıza göre özelleştirilir ve güvenli bir ortamda gerçekleştirilir. Psikologlar, sizinle birlikte çalışarak, duygusal iyilik halinizi artırmak ve daha iyi bir yaşam kalitesi elde etmeniz konusunda size rehberlik ederler.

Çiğli’deki psikologlar arasında doğru terapisti seçmek önemlidir. Deneyim, uzmanlık alanları, tedavi yöntemleri ve iletişim tarzı gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, ihtiyaçlarınıza en uygun olan psikologla çalışmak en iyi sonuçları elde etmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın ki, profesyonel bir izmir psikolog ile çalışmak, sağlığınıza ve iyilik halinize yatırım yapmanın değerli bir adımıdır.

Çiğli En İyi Pedagog

Çiğli en iyi pedagog, çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal becerilerini geliştirmek için çeşitli yöntemler kullanır. Okul öncesi dönemden ergenlik dönemine kadar olan yaş gruplarındaki çocuklara özel olarak uyarlanmış programlar sunarlar. Pedagoglar, çocukların eğitim sorunlarını, zorluklarını ve özel ihtiyaçlarını anlamak için bireysel olarak çalışırlar.

Anka psikoloji merkezi adı altında çalışan Çiğli en iyi pedagog, çocuğunuzun öğrenme stilini ve ilgi alanlarını gözlemleyerek, ona uygun eğitim stratejileri belirlerler.

  • Eğitim danışmanlığı,
  • Depresyon
  • Kaygı Bozukluğu
  • Sınav Kaygısı
  • Öğrenme güçlükleri,
  • Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB),
  • Özgüven sorunları,
  • Davranış sorunları ve akademik performansı iyileştirme gibi konularda uzmanlaşmışlardır.

Pedagoglar, çocuğunuzla güvenilir bir ilişki kurarlar ve onun bireysel ihtiyaçlarını anlamak için özel olarak tasarlanmış değerlendirme araçları kullanırlar. Eğitim planları, çocuğunuzun güçlü yönlerini vurgulayarak zayıf yönlerini geliştirmeyi hedefler. Pedagoglar, çocuğunuzun öğrenme deneyimini eğlenceli, etkileşimli ve motivasyonu yüksek kılmak için çeşitli materyaller ve oyunlar kullanırlar.

Çiğli Güvenilir Bireysel Danışmanlık

Bireysel danışmanlık, kişilerin danışmanlarıyla birebir olarak sorunlarını ele aldığı, birtakım psikolojik değerlendirmelerin yapıldığı danışmanlık çeşididir.

Kişiler içindeki bulundukları sıkıntılı durumlardan dolayı birtakım sorunlar yaşayabilir. Bu durumda kendileri için çıkar yol aramaya başlarlar. Elbette bu süreci tek başlarına atlatmaları zordur. Alanında uzman bir psikologdan yardım almak, kişilerin bu süreci sorunsuz bir şekilde atlatmaları için önem arz eder.

Sınırda Kişilik Bozukluğu

Bir diğer adı ile borderline kişilik bozukluğu, davranışlarda ve karakterde kararsızlık ile kendini gösteren ve günlük yaşamı oldukça kötü etkileyen bir zihinsel bozukluktur. Bu kişiler herhangi bir adım atmadan önce yapacakları şeyin sonuçlarını düşünmeden hareket ederler, duygularını ve davranışlarını kontrol etmede güçlük yaşarlar. Genellikle erken erişkinlik dönemi ile başlayan bu bozukluk, tedavi edilmediği sürece etkilerini göstermeye devam eder ve kişinin sosyal hayatını, iş hayatını, ikili ilişkilerini oldukça olumsuz etkiler.

Bu rahatsızlık, dünya genelinde en sık görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Hastalığın kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla üç kat daha fazladır. Bu da kadınlık duygularının da bu rahatsızlıkta bir neden olabileceği düşüncesini akla getirmektedir.

Sınırda Kişilik Bozukluğu Belirtileri

Güven ve denge kurma problemleri yaşayan bu bireyler, günlük hayatta ve iş hayatlarında oldukça sıkıntı yaşarlar. İkili sosyal ilişkilerinde de bozulmalar meydana gelir. Bu kişilerin kimlik özellikleri de tam oturmamıştır, bu nedenle sık sık hayal kırıklığına uğrayabilirler, bunalımlar yaşayabilirler. Her şeyin anlamsızlığından şikayet eden bu bireyler, dönem dönem boşluğa düşerler. Bu gibi düşünceler nedeni ile kendilerini dış dünyaya kapatan kişilerde anti sosyal davranışlar görülebilir, bununla birlikte madde bağımlılıkları oluşabilir hatta rahatsızlığın ilerleme boyutuna bağlı olarak kişide kendine zarar verme dürtüleri bile oluşabilir.

Diğer sınırda kişilik bozukluğu belirtileri şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Bu kişilerde her zaman bir terk edilme korkusu vardır. Bu nedenle sürekli bir plan ile önlem almaya yönelirler.
  • Bu kişilerde oturmuş kimlik özellikleri bulunmamaktadır. Bu nedenle kimliklerini sık sık ve hızla değiştirebilirler.
  • Bu kişiler kimi zaman gerçeklik algılarını kaybederek gerçek dünyadan koparlar, paranoyaya kapılabilirler.
  • Sosyal ilişkileri oldukça yüzeyseldir ve geçicidir. Bozulmaya oldukça müsaittir.
  • Bu kişiler reddedilmekten çok korkarlar. Bu nedenle bu korku ile yüzleştikçe kendilerine zarar vermeye olan eğilimleri artar.
  • Bu kişiler duygularını aşırı şekilde yaşayabildikleri için özellikle öfke nöbetleri geçirmeye yatkındırlar.

Sınırda Kişilik Bozukluğu Nedenleri

Sınırda kişilik bozukluğu nedenleri olarak pek çok faktörü sıralamak mümkündür. Kalıtsal faktörlerin pek çok zihinsel problemde olduğu gibi bu problemlerde de temel etkenlerden biri olabileceği düşünülmektedir. Aynı şekilde borderline kişilik bozukluğu olmasa da başka zihinsel rahatsızlıkların da bu rahatsızlığı tetiklediği düşünülmektedir.

Bu kişilerin beyinlerinin saldırganlık, duygu düzenleme ve dürtüsellik bölgelerinde hasar meydana gelmiş olması olasıdır. Bu rahatsızlığın serotonin hormonu ile de ilişkisi vardır. Bu hormonun düzgün üretilememesi ya da düzgün kullanılamaması da borderline kişilik bozukluğuna neden olur. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar da bu rahatsızlığın oluşmasına nedendir. Özellikle bu dönemde cinsel tacize uğramış, anne babası boşanmış kişilerde bu rahatsızlık görülür. Stresli hayat da bir diğer nedendir. Erişkinlik dönemi de dahil hayatının herhangi bir döneminde büyük bağlılık duyulan kişilerden kopmak da bir diğer nedendir.

Sınırda Kişilik Bozukluğu Tedavisi

Sınırda kişilik bozukluğu tedavisi için öncelikle hastalığın temel nedenleri belirlenmelidir. Bunlar belirlendikten sonra nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik tedavi planı çizilmesi, daha sağlıklı olacaktır. Genellikle psikoterapi ile tedavi edilebilen bu rahatsızlıkta, kişi depresyon yaşıyorsa ya da madde bağımlılığına yönelmişse psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisi de verilir.

İzmir’de hizmet veren bir psikolog, sınırda kişilik bozukluğu da dahil olmak üzere pek çok zihinsel rahatsızlık konusunda çeşitli tedavi yöntemleri ile hastalarına tedavi sunmaktadır. Bu konudaki tecrübesi ve almış olduğu eğitim ile tedavilerde yüksek başarı sağlayan Psikolog Doğan Tura’dan randevu alarak kliniği ziyaret edebilir, her türlü psikolojik rahatsızlık için kendiniz tedavi olabilir ya da yakınlarınızı gönül rahatlığı ile buraya yönlendirebilirsiniz. Psikolog Tura, çocuklar, ergenler, erişkinler ve yaşlılar için uyguladığı farklı tedavi yöntemleri ile danışanlarının sorunlarını çözmektedir.

Panik Atak

 

İnsanlar pek çok farklı duygu durumuna sahiptirler. Ömürleri boyunca da farklı duygusal süreçlerden geçerler. Bu süreçlerde kişiler psikolojik olarak inişli çıkışlı zamanlar yaşarlar. Üzülme, sevinme, korku ve heyecan hayatın merkezinde olan duygulardır. Fakat aşırı duygu durumu kişileri psikolojik olarak olumsuz etkileyip hastalığa sürüklemektedir.

Özellikle de korku ve üzülme duygularının yoğun olarak yaşanması kişileri psikolojik açıdan yormaktadır. Kişiler karşılaştıkları herhangi bir durum karşısında bu duyguları yenemedikleri zaman psikolojik tedavi görme ihtiyacı duymaktadırlar. Panik atak da günümüzde hemen hemen pek çok kişide rastlanan anksiyete bozukluklarından birisidir. Çoğu insan bu durumdan mustarip olmaktadır. Fakat terapilerle panik atağı yenmek mümkündür.

Panik Atak Nedir?

Panik atak kişileri gündelik yaşamlarında olumsuz bir şekilde etkileyen bir anksiyete bozukluğudur. Bu süreçte kişiler sürekli olarak korku ve panik halindedirler. Korku ve endişe hissi olumsuz bir durum ile karşı karşıya kalındığı zaman gösterilen oldukça doğal bir reaksiyondur. Fakat bu durumu yenememe ve süreklilik hali psikolojik bir rahatsızlıktır.

Panik atak halinin zamanı ön görülemediği ve kontrol edilemediği için kişileri hem sosyal ilişkilerinde hem de gündelik yaşamlarında olumsuz etkilemektedir. Buna bağlı olarak da panik atak problemi yaşayan kişiler uzman psikolog Doğan Tura’dan terapi alabilmektedir. İzmir’de hizmet veren psikolog kişilerin ihtiyacına bağlı olarak seanslar ile pek çok farklı anksiyete bozukluğundan olduğu gibi panik atak içinde tedavi uygulamaktadır.

Panik Atak Terapisi

Panik atak, uzman kişiler tarafından tedavi edilmesi gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Buna bağlı olarak da tedaviye başlamadan önce nedeni anlamak için muayene gereklidir. Panik atak sırasında en sık görülen semptom olan kalp çarpıntısının asıl nedeninin panik atak mı yoksa başka bir kalp rahatsızlığı mı olup olmadığını anlamak için EKG çekilir. Eğer kişi de panik atak varsa ilaçlar ya da terapiler ile tedaviye başlanabilir. Hastanın durumuna bağlı olarak ilk önce bilişsel davranışçı terapi yöntemi uygulanır. Doktor gerek gördüğü durumda anksiyete ilacı verebilmektedir.

Panik Atak Nedenleri

Anksiyete bozukluklarından birisi olan panik atak pek çok kişide görülmektedir. Fakat panik atak için kesin bir neden yoktur. Bu nedenler kişiden kişiye göre değişkenlik göstermektedir. Genel olarak kişilerin aşırı stresli dönemlerinde patlak veren panik atağa yas ve travmatik olaylar neden olmaktadır. Diğer bir yandan, fiziksel bir etken olan beyindeki nörotransmitter dengesizliği gibi faktörler de panik atağı tetikleyebilmektedir. Panik atak tedavi ile yenilebilir bir rahatsızlıktır. Bu nedenle panik atağı olan kişilerin muayene olarak tedaviyi reddetmeden terapi ya da ilaç yöntemini kullanmaları gerekmektedir.

Panik Atak Terapisine İhtiyaç Duyulmasına Neden Olan Etkenler

Son yıllarda gerek yaşam şartları gerekse kişilerin özel hayatlarında yaşamış oldukları farkı durumlardan kaynaklı olarak pek çok kişi de panik atak görülmektedir. Buna bağlı olarak da kişilerin panik atak nedenleri birbirinden fraklı olmaktadır. Fakat genel olarak panik atak belli başlı belirtiler ile ortaya çıkmaktadır. Bu belirtiler kişiler hem davranışsal hem de fiziksel olarak ortaya çıkabilmektedir. Panik atağı olan bir kişide belirtiler şu şekilde gözlemlenmektedir;

  • Ani ve sürekli tuvalet ihtiyacı
  • Ateş basması ve baş dönmesi
  • Baygın hissetme ve boğulma hissi
  • Dehşet hissi ya da ölüm korkusu
  • Genel olarak titreme (çoğunlukla ellerde)
  • Göğüs ağrısı ve hızlı kalp atışı
  • Kulaklarda çınlama
  • Kuru ağız, mide bulantısı, terleme, üşüme ve nefes darlığı gibi fiziksel rahatsızlıklar
  • Parmaklarda karıncalanma, uyuşma veya iğne batması hissi
  • Vücuttan kopuk hissetme

Özgüven Eksikliği

Özgüven, kişinin kendi değerinin farkında olması ve kendine karşı olumlu ya da olumsuz her türlü eleştiriyi yapabilecek saygısının olmasıdır. Bu duygunun yoksunluğu şeklinde ortaya çıkan ve tedavi edilmesi gereken bir problem olan özgüven eksikliği, kişinin sosyal hayatını önemli ölçüde etkileyen bir problemdir. Özgüven eksikliği yaşayan kişiler, sosyal çevresinden, arkadaş çevresinden, ailesinden kendini soyutlamaya başlar ve bu tarz ortamlara girecek cesaretten de yoksundurlar.

Özgüven Eksikliği Nedenleri

Özgüven eksikliği yaşayan kişilerin bu problemi yaşamasında pek çok faktör etkili olabilmektedir. Bunlar arasında en sık karşılaşılan özgüven eksikliği nedenleri şunlardır:

  • Genetik faktörler, pek çok psikolojik problemde olduğu gibi bu problemde de etkili olan temel faktörlerdendir. Ailesinde özgüven eksikliği olan bireylerin bu problem ile karşı karşıya kalma ihtimali yüksektir. Ayrıca sağlıklı bir insanın beyninden salgılanan serotonin ve dopamin hormonlarının az salgılanması da bu problemin oluşmasına neden olur.
  • Etkisi altında kalınan çevre ve toplumsal arka plan, özgüven eksikliğinin temel sebeplerindendir. Çevrede çok fazla olumsuz ve sert eleştirilerin yapılması, kişinin özgüvenini düşürücü bir nedendir.
  • Çocukluk travmaları, özgüven eksikliği de dahil olmak üzere pek çok psikolojik problemin oluşmasına neden olur. Bu dönemlerde anne babası arasında ayrılık yaşanan, çocukken zorbalığa uğrayan ya da cinsel tacize maruz kalan kişilerde ilerleyen yaşlarda özgüven problemleri meydana gelebilir.
  • Yetişkinlikteki yaşam koşulları da özgüven eksikliğine neden olmaktadır. Çevresinden daha farklı bir yaşam tarzı olan ve bu tarz ile ezilen kişilerde özgüven eksikliği meydana gelmektedir.
  • Özgüven eksikliği yaşayan bir diğer kitle ise aşırı mükemmeliyetçi insanlardır. Her şeyin her zaman en iyisini yapmaya çalışan kişiler, herhangi bir başarısızlık durumunda içlerine kapanırlar ve bu başarısızlığı kabullenemezler. Bu da kendilerini suçlama, eksik görmeye neden olur ve özgüven problemleri yaşanır.

Özgüven Eksikliği Belirtileri

Özgüven eksikliği belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Fakat pek çok hastada görülen en sık belirtiler şu şekildedir:

  • Bu kişiler, özellikle kalabalık ortamlarda konuşmaya çekinmekle birlikte genel olarak da az konuşurlar.
  • Bu kişiler çevrelerindekilere karşı da güven problemleri yaşarlar, çevrede yaşanan olaylara karşı yoğun ilgisizlik duyarlar ve çok hassas, kırılgan bir yapıya sahiptirler.
  • Bu bireyler, karamsar kişilikleri ile de dikkat çekerler. Olaylara hep kötü tarafından bakarlar.
  • Sürekli depresif, stresli, karamsar, uykulu bir yaşam tarzları vardır.

Özgüven Eksikliği Tedavisi

Özgüven eksikliği tedavisi için sorunun nedeni oldukça önemlidir. Genetik nedenler ile bu sorunu yaşayan bir bireye uygulanacak tedavi genelde ilaç tedavisi şeklinde olmaktadır. Eğer sonradan oluşan bir problemse bu problemi tedavi etmede uygulanan en iyi yöntem iletişim kurmaktadır. Kişi psikolog ile birlikte sosyal çevresi ile de iletişimde kalmalı, bu problemden kurtulmak için içe dönük yaşam stilinden uzaklaşması gerektiğini bilmelidir. Bu sorunu yaşayan kişiler, bir şeyler denemeden “ben yapamam” cümlesi yerine “ben yapabilirim” cümlesini kurabilmelidir. Bu süreçte sizlerle birlikte olan ve destek olan kişilerle ilişki kurun. Fiziksel görünüşünüze özen gösterin. Bu sizin kendinizi daha güvende hissetmenize yardımcı olacaktır.

İzmir ilinde yaşayan ve özgüven eksikliği sorunu için uzman bir destek almak isteyen kişiler, İzmir özgüven eksikliği tedavisi veren Psikolog Doğan Tura ile görüşerek her türlü desteği gönül rahatlığı ile alabilir. Bu alanda uzun süredir hizmet veren bu psikolog, aldığı kaliteli eğitim ve tecrübeleri sayesinde hastalarına yardımcı olmakta ve kısa süre içerisinde bu hastalarına verdiği tedavilerden olumlu sonuçlar alarak iki taraflı memnuniyeti sağlamaktadır.

Deprem Korkusu ve Psikolojisi

Deprem korkusu ve psikolojisi çok yönlü değerlendirilmesi gereken sorunlardan biridir. Depremden bizzat etkilenmiş, bu nedenle derin korku ve üzüntü yaşayanların ruh sağlığı, mutlaka bu süreçte dikkate alınmaktadır. Kişilerin yaşadıkları son duruma uygun yaklaşımlar adına, psikolojik destek şarttır. Depreme birebir maruz kalanlar için bu korku ve üzüntü, travma yaratabilmektedir. Bununla birlikte deprem maruz kalmasa da bunun üzüntüsünü yaşayanlarda da ikincil travma oluşturma etkisine sahiptir.

Deprem sonrası pek çok insanda; şaşkınlık, öfke, şok, çaresizlik, güç kaybetme, ölüm korkusu gibi sorunlar oluşabilmektedir. Kişi birebir olarak depreme maruz kalmasa da haberlerden, sosyal medyadan sürekli veri akışına maruz kaldığından dolayı, ikincil travma etkileriyle hayatına devam etmeye çalışabilmektedir. Depreme maruz kalmamış olanlar; kendilerine, ailelerine, sevdiklerine zarar gelecek korkusuyla, günlük hayatlarını sekteye uğratabilmektedir. Depremin kendisinden değil de potansiyel sonuçlarından, yıkıcı etkilerinden korkanlar, devamlı olarak zihinlerinde felaket senaryoları üretebilmektedir.

Depremin Psikolojik Etkileri

Depremin psikolojik etkileri, dolaylı veya direkt olarak depreme maruz kalmaya bağlı değişkenlik göstermektedir. Bazı insanlar bu durumun etkilerini uzun yıllar yaşayabilir bazılarıysa daha kısa sürede normal hayata dönüş yapabilir. Deprem sonrası genel olarak 1 ay civarında depremin yarattığı psikolojik etkileri yaşamak doğal görülse de 1 aydan daha uzun süren etkiler, travmatik olarak değerlendirilebilmektedir.

Deprem sonrasında elbette derin üzüntü ve kaygı gibi durumlar, akut stres tepkileri olarak görülmektedir. Bunlarla mücadele etmek hayatın belli bir döneminde normal kabul edilmektedir. 1 aylık süre zarfından sonra bu etkilerin hala azalmadan devam ediyor olması, izmir psikolog psikolojik destek almayı gerektirebilmektedir.

Tüm korkular nasıl ki insani ve olağansa, deprem korkusu da özellikle bizim gibi deprem ülkesinde yaşayanlar için doğal bir fobi türü olarak görülmektedir. Bununla birlikte kişilerin günlük hayatları normal sınırların dışında olabilecek şekilde etkileniyorsa, burada normal bir süreçten bahsedebilmek söz konusu olamaz diyebiliriz.

Gündelik hayatı idame ettiremeyecek boyutta sıkıntı yaşanıyor ve günlük aktiviteler yerine getirilirken ciddi oranda zorlanılıyorsa, bu konuda daha fazla vakit kaybetmeden psikolojik yardım alınmalıdır. Önüne geçilemeyen ve baş edilemeyen duyguların bir ön önce açığa çıkarılıp, bu noktada nasıl müdahale edilmesi gerektiğine dair uzman tavsiyeleri verilmektedir. Bu şekilde travma sonrası stres bozukluğu en az düzeye indirilmektedir.

Deprem Korkusunun Belirtileri

Deprem korkusunun belirtileri, herkes için farklı olabilmektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde deprem korkusunun belirtileri şu şekilde olabilmektedir;

  • Devamlı bir endişe ve korku hali
  • Uyku, odaklanma ve beslenme problemleri
  • Korku hissi yaşandığında bunu kontrol altında tutmak fakat yeterli psikolojik rahatlamayı sağlayamamak
  • Sürekli sallanma hissi
  • Baş dönmesi
  • Kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçınma
  • Devamlı bir huzursuzluk hissi
  • Boğulma ve nefes darlığı şeklindeki panik atak belirtileri
  • Aniden gelen ağlama hissi

Depremi birebir yaşamış insanlar özellikle deprem anından ve yaşadıklarından bahsetmek istemeyebilir. Bunun tam tersi olarak da bazı insanlar devamlı olarak depremi ve deprem anında yaşadıklarını anlatmak isteyebilirler. Medyanın etkileriyle de geçmişte yaşanan depremlerin travmaları da tetiklenebilmektedir.

İzmir Deprem Fobisinin Tedavi Süreci

Tedavi Edilmeyen deprem korkusu, kişinin zamanla hayat kalitesini düşürmeye devam etmektedir. Depremden birebir etkilenmiş olanlar hayattan zevk alamaz ve bu da kişileri depresyona itmektedir. Bunun yanında kaygı bozukluğu, panik atak, cinsel hayat ve uykuyla ilgili sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Deprem mağdurları dikkatlerini toplayamama ve sürdürememeyle baş etmek zorunda kalabilmektedir. Hafıza sorunları kişinin gündelik hayatını olumsuz etkilemekte ve bu durum iş hayatında aktif olamamaya kadar gidebilmektedir.

Kişi birebir depremin etkilerine maruz kalmamış olsa dahi unutmak için çaba gösterdikçe en ufak bir uyarıcıyla yeniden tetiklenebilmektedir. Depremi yaşamış olanlar için de unutulmaya çalışılan deprem anıları, kısır bir döngüyle birlikte kişinin hayatını uzun zaman etkilemeye devam etmektedir.

İzmir deprem fobisi tedavisi sürecinde profesyonel destek verilmesinin amacı, bu fobiyle baş edilebilecek yöntemleri öğretmektir. Bu beceriyi kazandırmak, pek çok insanın hayatlarını daha kolay hale getirmektedir. Deprem elbette pek çok insanda kaygı ve korkuya sebep olsa da yoğun kaygı ve korku anlarında günlük yaşama daha kolay dönebilme noktasında ciddi bilgilendirmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu açıdan bakıldığında toplumsal destek çok önemlidir. Sosyal bağların güçlü olması, bu süreçte iyileştirici rol oynamaktadır.

İzmir Kaygı-Anksiyete Tedavisi 

İzmir Kaygı bozukluğu, psikoloji diliyle anksiyete, psikolojik bir sorun olarak literatürde yer almaktadır. Günlük hayatta ara sıra kaygı bozukluğu yaşamak, normal olarak kabul edilmektedir. Hayatın olağan akışı içerisinde karşı karşıya kalınan olaylardan ötürü, kaygı seviyesinin yükselmesi söz konusudur. Günlük hayatta karşılaşılan bazı olaylar, endişe ve gelecekle ilgili maddi-manevi olarak kaygı yaratabilmektedir. 

Günlük hayat kaygı duymaya ne kadar elverişli olsa da bunun dozunda bir aşırılık varsa, Anka Psikoloji Merkezi, bu yöndeprofesyonel destek sağlamaktadır. Kaygı bozukluğu olan kişilerde, oldukça yoğun, süregelen endişe hali vardır. Günlük hayattaki olaylara karşı anksiyete, panik atak krizleriyle kendini gösterebilmektedir. Duyulan aşırı endişe, panik ve kaygı durumu, günlük hayatın aktivitelerinin devam edebilmesini de engellemektedir. Tam anlamıyla anksiyetetedavisi hizmetiyle, gerekli yardım büyük önem taşımaktadır. 

Anksiyete Türleri Nelerdir?

Kaygı bozukluğunun kontrol edilmesi ve yönetilmesi yeterince zordur. Bununla birlikte atakların zamanlamasıyla ilgili öngörülerde de bulunulması söz konusu değildir. Bu sorunun belirtileri çocukluktan başlayıp yetişkinliğe kadar devam edebilmektedir. Genel olarak yetişkinlik dönemindeazalma eğiliminde olduğunu söylemek mümkündür. Anksiyetekendi içinde farklı çeşitlere ayrılmaktadır. Günlük hayatta çok karşılaşılan anksiyete bölümleri sosyal anksiyete, ayrılık anksiyetesi, spesifik fobiler, genelleştirilmiş anksiyete olarak bilinmektedir. 

Bu anksiyete türlerinden birinden ya da birden fazlasından muzdarip olabilirsiniz. Büyük oranda tıbbi bir tedavi çerçevesinde çözüme ulaştırılması mümkündür. Sık görülen anksiyete türleri de şu şekilde ele alınabilir; 

• Genelleştirilmiş anksiyete

• Panik Atak 

• Sosyal Anksiyete

• Bazı fobiler 

• Agorafobi 

• Ayrılık kaygısı 

• Seçici Dilsizlik 

• Travma sonrası stres 

Anksiyeteye Neden Olan Faktörler 

İstatistiklere bakıldığında anksiyete, erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülmektedir. Özellikle aşırı korumacı bir tavırla büyütülmüş, çevresinden devamlı olumsuz eleştiri almış ve sindirilmiş çocuklarda, cinsel istismara ve ebeveyn ihmaline maruz kalmış çocuklarda çok fazla bu kaygı bozukluğu görülmektedir. Kaygı bozukluğu teşhisi koymadan önce, tam anlamıyla fiziksel muayene yapılmakta ve tıbbi öykü alınmaktadır. 

Çocukluk çağında yaşanan olumsuz durumlar, maruz kalınan travmalar, mutsuzluklar arttıkça, anksiyete olasılığının da arttığı bilinmektedir. Bununla birlikte ailede ve akrabalarda anksiyete görülmesi, genetik olarak bu sorunun diğer nesillerde görülmesinde etkilidir. Bazı hastalıklar ve madde kullanımı da ayrıca anksiyeteye neden olabilen faktörlerdir. Çevresel stresin ve beyin kimyasının, bu hastalıkta etkilerininolduğunu ayrıca belirtmek gerekir.

Kaygı Bozukluklarının Belirtileri 

Kaygı Bozukluğu belirtileri yaşayıp doktora başvuran kişilerin, detaylı olarak mental ve fiziksel incelemesi yapılmaktadır. Hastada anksiyeteye neden olacak bir tıbbi sorun ve madde kullanımı gibi durumlar öncelikle araştırılır. Doktor hastaya, düşünceleri, duyguları ve davranışlarıyla ilgili sorular yöneltmektedir. Bu sorulara verilen yanıtlarla uzman,hastada kaygı bozukluğu olup olmadığına yönelik bir çerçeve çizmektedir. 

Uzman bu konudaki belirti ve bulguları değerlendirerek, uluslararası ölçekte kabul gören kriterlere göre bir tanı koymaktadır. Bu sorun kişinin hayat kalitesini ciddi oranda düşürmektedir. Tedavi edilmeyen anksiyete, kişinin hem sosyal hem özel hayatında derin çıkmazlara yol açabilmektedir. Bunun yanında profesyonel iş hayatını ciddi olarak sekteye uğratabilmektedir.

İzmir Anksiyete Tedavisi Süreçleri 

Anksiyete, ciddi bir tedavi sürecini gerektirmektedir. Burada uzman desteği alınarak gerekli tedavi planının uygulanması, sorunun çözümü için önemli bir adımdır. Tedavi planı genel olarak, ilaç tedavisi ve psikoterapiyle birleştirilmektedir. Sadece ilaç kullanılarak kaygı bozukluğu tedavi edilemez. Bununla birlikte yaşam kalitesini yükseltmek için etkilidir. 

Doktor doğru ilaç kombinasyonu ve dozajı konusunda,hastayla birlikte hareket etmektedir. Doktora danışmadan doz değişimi yapmak, sorunu daha da büyütebilmektedir. Doktor bu hastalığın tedavi sürecinde hastasının ortağıdır denebilir. Bu nedenle tedavi sürecinde kullanılan ilaçlarla ilgili sorunolduğu ya da tedavinin işe yaramadığı düşünülüyorsa, zaman kaybetmeden doktorla iletişime geçilmelidir. Böylece hasta-doktor ilişkisiyle, en iyi şekilde nasıl ilerleneceği belirlenecektir. 

Psikoterapiyse, hastalığa karşı duygusal tepkiyle başa çıkmayı sağlayabilmektedir. Yine doktor anksiyetenin daha iyi anlaşılmasına yönelik hastayla konuşur ve buna göre yardımcı olacak stratejiler belirler. Hastanın da kaygıyı yönetebilmek için kendi kendine yapabileceği bazı aşamalar mevcuttur. Derin nefes egzersizleri, kaygıyı yönetmek adına oldukça yardımcıdır. Son yıllarda bu konuda sorunların çözümünde, meditasyon oldukça popüler hale gelmiştir

Kaygı bozukluklarını önlemek her ne kadar imkansız gibi görünse de belirtileri kontrol altına almak ve azaltmak belli bir seviyede mümkündür. Tedavi edilemeyen ve kontrol altına alınamayan kaygı bozuklukları, daha ciddi fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. 

Karşıyaka, Bostanlı ve Mavişehir Evlilik ve Çift Terapisi

Karşıyaka, Bostanlı ve Mavişehir evlilik ve çift terapisi, çiftlerin içerisinde bulundukları çatışmaları en iyi şekilde yönetilmelerini sağlayarak uzlaşmaya götüren bir dal olarak hizmet sunmaktadır. Çiftler arasındaki sevginin ve ilginin arttırılmasında, çiftlerin ilişkilerinin daha güçlü bağlar ile bağlanmasında destek sunan bu psikoterapi yöntemi kişilerin birbirlerini çok daha iyi anlamalarına ve aralarındaki sorunları bilimsel yöntemler kullanarak çözmelerinde etkili olmaktadır. 

Her evliliğin ve birlikteliğin zaman zaman onarıma ve bakıma ihtiyaç duyduğu dönemler vardır. Evlilik ve çift terapisine temelde bir sorun olmadan da başvurmak mümkündür. Sorun yokken terapiye başvurmak olası anlaşmazlıkların daha doğmadan ortadan kaldırılmasında son derece etkili olmaktadır. 

İlişkiler içerisinde var olan farklı ve zorlayıcı konuların çiftler tarafından farkına varılmasını sağlayarak sorunların daha etkin bir biçimde çözüme ulaştırılmasını sağlayan bu psikoterapi yöntemi alanında uzman hekimler tarafından yürütülmektedir. Terapi almak isteyen çiftlerin birlikte katılımı terapinin olumlu sonuçlarının çok daha kısa sürede alınmasını etkilemektedir. Çiftlerden herhangi birinin terapi almayı reddetmesi durumunda ise bireysel olarak da bu terapi uygulanabilmektedir. 

Evlilik terapilerinde ele alınan başlıca konular arasında; 

• Kıskançlık

• Bağlılık

• Öfke kontrolü 

• Güvensizlik 

• Evlilik dışı ilişkiler

• Cinsel sorunlar

• Boşanma ve ayrılıklar

• Zayıf iletişim 

• Aile içi sorunlar ele alınmaktadır. 

Evlilik ve Çift Terapilerinde Amaç Nedir?

Toplumun başlangıcı sayılan aile bütünlüğünün korunmasına etkili rol üstlenen evlilik ve çift terapileri kişiler arası olumlu iletişimin çoğaltılmasında etkin bir rol üstlenmektedir. Evlilik birliğine zarar veren unsurların çiftler tarafından daha objektif bir gözle görülmesinde etkili olan terapiler birbirlerinden vazgeçmek istemeyen ancak aralarında sorun olan kişilere yardımcı olmaktadır. 

Evlilik ve çift terapilerinde genel amaç;

• Eşler arasında bulunan mevcut çatışmaların azaltılması ve hatta ortadan kaldırılması

• Eşle arasında mevcut olan etkileşim sorunlarının ortadan kaldırılması

• Çiftlerin birbirini daha iyi anlamasının sağlanması

• Çiftler arası dengenin oluşturulması olarak sıralanabilir. 

Eşlerin adil bir biçimde birbirlerine karşı daha duyarlı olmayı öğrenebildikleri bu terapiler alanında uzman kişiler tarafından uygulanmaktadır. Danışanın kendisini daha rahat hissetmesi ve terapinin olumlu yönde ilerlemesi terapilerin düzenli bir biçimde uygulanmasına bağlıdır. 

Profesyonel desteğe ihtiyaç duyan kişilerin bu alanda üstün hizmetler ile kendisini kanıtlamış kişilerden destek alması sorunların kısa sürede çözüme ulaştırılmasını sağlamaktadır. 

Evlilik ve Çift Terapisi Nasıl Yapılır?

Çiftlerin ilişkide yaşadıkları zorluklar karşısında kendilerini çözümsüz hissetmeleri sırasında devreye giren profesyonel yaklaşımlar, ilişkinin anlamlandırılmasında ve temelinin çok daha sağlam bir şekilde yeniden inşa edilmesinde önemli rol oynamaktadır. 

Evlilik ve çift terapisi nasıl yapılır? Sorusuna net bir cevap vermek doğru değildir. Burada uzman kişinin bireyleri detaylı bir biçimde analiz ettikten sonra alacağı tedavi kararı yol gösterici olmaktadır. Kimi terapilerde süreç çok kısa olmakla beraber, kimi terapilerde ise soruna ve kişilerin tutumlarına bağlı olarak uzun bir terapi süreci söz konusu olmaktadır. Genel olarak bakıldığında ise, haftada bir seans şeklinde gerçekleştirilen verimli bir terapinin kişiler arası iletişimi güçlendirdiği ve sorunların çözüm yollarının daha kolay bulunduğu görülmektedir. 

Çift terapilerinde partnerlerin birlikte katılımı esas olmakla beraber, kişilerden birinin terapiden ve tedaviden uzak durması durumunda tek kişinin katılımı ile de terapiler yapılabilmektedir. Kimi zaman terapist çiftleri bir arada değerlendirmekte, kimi zaman ise bireysel görüşmeler yaparak terapinin olumlu sonuca ulaşmasını sağlamaktadır. 

Evlilik ve çift terapilerinin müddeti kişilerin olumlu sonuçlar almak noktasındaki ilerlemelerine bakılarak ayarlanmaktadır. Tam bir iyilik hali oluşması için gerekli seansların tamamına katılmak gerekmektedir. 

Çift Terapileri Kimlere Uygulanabilir?

Evlilik ve çift terapilerinden faydalanmak için belirli bir kriter bulunmamaktadır. Kişilerin olumlu ve yolunda giden ilişkilerinde de zaman zaman terapiste başvurarak olası sorunları önceden önleyebilecekleri de bilinmelidir. 

Özellikle evlilik öncesi dönemde çift terapisi almak evliliğin daha sağlam bir zemine oturtulmasında etkili olmaktadır. Çift terapilerinin uygulama alanı olarak tüm birliktelikler esas alınabilir. Evlilik ve çift terapisi ülkemizde en yoğun olarak boşanma aşamasında devreye girmektedir. Bu aşamada kişilerin profesyonel destek almaları kimi zaman karar aşamasındaki çiftlerin evliliklerine daha sağlam adımlar ile geri dönmesini sağlayabilmektedir. 

Obsesif Kompulsif Bozukluk

 

Obsesif kompulsif bozukluk, günümüzde yaygın bir şekilde görülen psikolojik rahatsızlıklardan bir tanesidir. OKB olarak da bilinen bu rahatsızlık kişilerin sürekli aynı şeyi düşünmesi, gün içerisinde kendinden emin olabilmek adına aynı davranışları tekrar tekrar sergilemesi, günlük yaşamın bir parçası olan el sıkışmak, sarılmak, öpüşmek gibi davranışlardan kaçınması gibi etkilere sahiptir.

Obsesif kompulsif bozukluk yaygın bir rahatsızlık olduğu için pek çok insan tarafından fazla önemsenmemekte ve tedavi reddedilmektedir. Ancak bu sorunu yaşayan kişiler, ilerleyen dönemlerde daha büyük sorunlar ile karşı karşıya kalabilmekte ve günlük yaşamlarını yürütmekte bile problemler yaşayabilmektedir. Bu nedenle OKB olduğundan şüphelenen ve bu rahatsızlığın belirtilerini taşıyan kişilerin ergen, yetişkin ve aile terapileri konusunda uzman Psikolog Doğan Tura ile iletişime geçmesi tavsiye edilmektedir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri

Obsesif kompulsif bozukluk olduğundan şüphelenen kişiler, bu rahatsızlığın belirtileri hakkında araştırma yapmakta ve bilgi sahibi olmak istemektedir. Ancak OKB hastalığının belirtilerinin kişiden kişiye bağlı olarak değişkenlik gösterebileceği unutulmaması gereken hususlar arasında yerini almaktadır. Ancak genel obsesif kompulsif bozukluğu belirtileri şu şekildedir:

  • Kişinin belli başlı eylemleri takıntı haline getirmesi
  • Kişilerin düzensizliğe tahammül edememesi
  • Kapı kitleme, ocak kapatma, fiş çekme gibi günlük eylemleri yaptıktan sonra kişinin kendisinden emin olmaması ve birkaç kez kontrol etmesi
  • Diğer insanlar ile el sıkışmamak istemesi ve zorunlu kalması haline ellerini yıkaması
  • İnsanın temizlik yapmaya bağımlı hale gelmesi, temizlenen yerlerin tekrar tekrar üzerinden geçilmesi
  • Bir ifadenin ya da duanın kişi tarafından günde çok sık şekilde tekrar edilmesi
  • Evdeki eşyaları saymak gibi kişinin kendi kendine bazı rutinler geliştirmesi

Bu ve bu gibi belirtileri gösteren kişiler, bu takıntılarını yenmek ve günlük hayatlarına kolay bir şekilde devam edebilmek için mutlaka profesyonel yardım almalıdır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Neden Olur?

OKB, farklı nedenlerle kendini gösterebilen psikolojik bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında pek çok farklı etken rol oynayabilmektedir. Kişilerin küçükken yaşadığı kötü olay ve travmalar, kaygı, özgüvensizlik gibi nedenler OKB’ye neden olabilmektedir. Örnek vermek gerekirse; insanın sevdiği bir kişi eğer mikrop sebebiyle hasta olduysa, kişi korkmaya ve paniklemeye başlar ve temizliği bir takıntı haline getirebilir.

Bu hastalığın gelişmesinde çevresel faktörlerin varlığı göz ardı edilemez. İnsanların çevresinde takıntılı kişilerin olması da bu hastalığın görülmesine sebebiyet verebilmektedir. Ancak bu psikolojik rahatsızlığın sebebi ne olursa olsun tedavinin var olduğu unutulmamalıdır. Tedavi sayesinde kişiler bu takıntılarını minimum düzeye indirebilmekte ve sosyal hayatlarını yoluna koyabilmektedir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisi, bu rahatsızlığa sahip olan ya da sahip olduğundan şüphelenen kişiler tarafından araştırılan konu başlıklarından bir tanesidir. Bu noktada tedavinin mümkün olduğu ve düzenli terapiler ile takıntı sorunlarının çözülebileceği bilinmelidir.

Obsesif kompulsif bozukluk hastalığı için en çok tercih edilen yöntem psikoterapidir. Psikoterapi konuşma üzerine kurulu bir tedavidir. Hasta ve doktor arasında yapılan konuşma seansları ile OKB’ye sebep olan faktörler tespit edilerek gerçekleştirilmektedir. Ancak eğer OKB çok ileri seviyedeyse ilaç tedavisi gibi farklı tedavi yöntemleri de uygulanabilmektedir.

OKB tedavisini aksatmayan hastalar, zaman içerisinde yapmakta oldukları garip davranışlardan vazgeçebilmekte ve günlük hayatlarını obsesyon olmadan sürdürebilmektedir.

İzmir OKB tedavisi fiyatları da bu bağlamda en çok araştırılan konulardan biridir. Tedavi ücretlerinin belirlenmesinde hastanın durumu ve doktorun hastaya uygulayacağı tedavinin ne olacağı etkilidir. Bu nedenle fiyat bilgisi almak isteyen hastaların öncelikle muayene olması gerekecektir.  Muayene olmak için İzmir psikolog ile iletişime geçebilirsiniz.

Narsistik Kişilik Bozukluğu

Bu adını Yunan bir kişiden alan narsistik kişilik bozukluğu, kişinin kendine olan yüksek özgüveni ve hayranının psikolojik rahatsızlık boyutuna ulaşmış olmasıdır. Bu kişiler kendilerine yoğun bir hayranlık duyarlar ve kendilerinin diğer insanlardan daha üstün olduklarına inanırlar. Kendilerine olan bu hayranlık duygusunun çevrelerindeki kişiler tarafından da kendilerine sağlanmasını isterler. Bu kişiler empati yapma özelliklerinden yoksun, oldukça bencil kişilerdir. Başarı ve güce bağımlıdırlar.

Özgüveni narsistlik ile karıştırmamak gerekir. Yeterli dozda olan özgüven kişiye fayda sağlamakla birlikte aşırı özgüven ve kendini diğerlerinden üstün görme kişiye zarar verir. Bu durumda olan bireylerin bir uzmandan destek almaları ve kısa sürede tedaviye başlamaları oldukça önemlidir.

Narsistik Kişilik Bozukluğu Belirtileri

Narsistik kişilik bozukluğu belirtileri, kişiden kişiye değişse de genel hatlarıyla bu kişiler benmerkezci ve bencil oluşları ile bilinir. Diğer belirtiler ise şu şekildedir:

  • Kişileri kendi çıkarları için kullanırlar.
  • Kendilerini eleştirenlerin eleştirilerini dikkate almazlar, kendilerini bu kişilerden üstün görürler.
  • Aşırı manipülatif davranışlar sergilerler.
  • Bulundukları ortamda sürekli davranışlarının ve kendilerinin övülmesini isterler, bunun için gerekli olan ortamı yaratarak çevrelerinden övgü beklerler.
  • İnsanların onlara hizmet etmeleri gerektiğini düşünürler ve sürekli bu şekilde hareket ederler.
  • Kendilerini toplumun bir parçası olarak görseler de diğer bireylerden ayrılan yönlerinin olduğunu düşünürler, bu nedenle toplum içinde özel bir muamele görmeleri gerektiğine inanarak kendilerini diğer bireylerden ayırırlar.
  • Dışarıya oldukça özgüvenli görünseler de bu kişiler özlerinde özgüvenden yoksun bireylerdir ve oldukça kırılgandırlar. Dışarıya bu özelliklerini yansıtmamak için büyük çaba sarf ederler ve insanların bunu anlaması en büyük korkularındandır.
  • Sürekli olarak övülme ihtiyacı duyarlar ve bunun gerçekleşmesi için çevrelerine baskı kurarlar.

Narsistik Kişilik Bozukluğu Nedenleri

Narsistik kişilik bozukluğu nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte pek çok faktörün bir arada görülmesinin bu rahatsızlığa neden olduğu düşünülmektedir. Pek çok psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi burada da genetik faktörler oldukça önemlidir. Ailesinde bu öykü bulunan ya da hamilelik sürecinde annenin alkol alması, zararlı kimyasallara maruz kalması gibi etkenler bu kişilik bozukluğuna zemin hazırlamaktadır.

Çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, kişinin ilerde narsistik bir kişiliğe bürünmesine neden olabilmektedir. Özellikle çocukluk döneminde ilgisiz ve sevgisiz kalmış kişilerde, anne babası ayrılmış kişilerde, tecavüze uğramış kişilerde narsistik kişilik bozukluğu gelişebilmektedir. Bunun tam tersi şekilde anne babası tarafından çocukluk döneminde el üstünde tutulan kişilerde bu alışkanlığın vermiş olduğu zarardan dolayı da bu rahatsızlık gelişebilmektedir. Stresi yönetememe, kendini değerli görmeme, kişilik ve mizaç gibi faktörler de bu rahatsızlık için etken sayılabilmektedir.

Narsistik Kişilik Bozukluğu Tedavisi

Narsistik kişilik bozukluğu tedavisi için en önemli aşamalardan biri kişinin bu problemi kabullenebilmesidir. Rahatsızlığın kişi tarafından fark edilmesi oldukça zor olduğu için bu kişilerin çevresinin durumun farkına varıp kişiyle konuşması ve tedaviye ikna etmesi oldukça önemlidir.

Tedavide genellikle terapi verilir. Terapi seanslarında kişi ile konuşularak önce durumun farkına varması sağlanır, daha sonra altta yatan sebepler de saptanarak buna göre bir terapi şeması çizilir. Kişide kaygı durumu ya da depresyon varsa tedavi antidepresanlar ile desteklenebilir.

İzmir ilinde hizmet veren Psikolog Doğan Tura, narsistik kişilik bozukluğu da dahil olmak üzere pek çok psikolojik sorun için danışanlarına destek olmakta, gerekli olan her türlü tedavi yöntemini büyük bir sabırla uygulamaktadır. Bu tedavilerden büyük bir başarı oranı sağlayan Tura’dan destek almak için randevu alarak kliniği ziyaret edebilir ve psikolog ile görüşerek tedaviye başlayabilirsiniz.

Almanya’daki Türk Psikologlar

Almanya’da yaşayan kişiler psikolojik sorun yaşadıklarında bunlara çözümü Türk psikologlar ile görüşerek çözmek isterler. Almanya’daki Türk psikologlar danışanları ile Türkçe konuşmakta ve onların sorunlarını aynı kültürden olmaları ile daha iyi anlamaktadırlar. Daha iyi anlıyor olmaları ile çözümü için en doğru terapi yöntemlerini uygularlar. Yurt dışında yaşamak başlı başına bir zorluk oluşturur. Yabancı bir ülkeye giden kişiler oraya uyum sağlarken karşılaştıkları sorunların çözümünü uzman psikolog ile bulurlar. 

Gurbetçi olarak kabul edilen bu kişiler arasında bulunuyor zihinsel ve ruhsal sorunlarınıza çözüm bulmak için Türk psikolog arayan kişilere Psikolog Doğan Tura profesyonel destek veriyor. Psikolojik sorunların tedavisinde etkili olan modern terapi yöntemlerini kullanır. İnsan hayatının herhangi bir döneminde zihinsel ve ruhsal rahatsızlıklar yaşayabilir. Bu rahatsızlıkların yabancı bir ülkede olması halinde ise çözümü için insanlar kendi ülkelerinden olan psikologlar ile görüşürler. 

Almanya Psikolog

Almanya’da yaşarken sorunlar üst üste gelmeye başladığında bunlarla tek başına baş etmeye çalışmaya gerek bulunmuyor. Almanya psikolog tüm psikolojik sorunların çözüm bulmasını sağlar. Yurt dışında olmanın getirdiği yalnızlık hissinden ve yaşanan psikolojik sorunlardan Türk psikolog tarafından verilen profesyonel destek ile kurtulmak mümkün olur. İnsanlar dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın bazı zamanlarda psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Böyle durumlarda ise rahatsızlığın kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Profesyonel desteğin en kısa zamanda alınması yaşanan rahatsızlığın büyümesinin ve derinleşmesinin önüne geçer. Yaşanabilecek sorunlar arasında ise şunlar yer alır.

• Yaşanan çevre ve yeni kültür ile uyum sorunları 

• Aile içi çatışmalar eşler arasında yaşanan uyumsuzluklar

• Kardeşlerin birbiri ile anlaşamaması

• Evlilik öncesi doğru karar alamama endişesi

• Cinsel istekte azlık ya da aşırı cinsel istekli olmak, cinsel işlev bozukluğu

• Depresyon

• Travma sonrası stres bozukluğu

• Boşanma, ayrılık, aileden bir üyenin kaybı sonrası yas süreci

• Bağımlılıklar 

• Yeme bozuklukları

• Kaybı bozuklukları

• Çocuklarda hiperaktivite

• Disleksi

Almanya En İyi Psikolog

Almanya’da yaşıyor olan kişilerde en iyi psikolog tarafından verilen kaliteli hizmetten yararlanabilirler. Uzman psikolog aldığı eğitim ile yetinmeyen kendini sürekli geliştiren, bilimsel yayınları takip eden bilim insanıdır. Teknolojinin getirdiği modern tedavi yöntemlerinden de yararlanır. Almanya en iyipsikolog hastaları ile empati kurar. Onları asla yargılamaz, anlamaya çalışır ve güven verir. Danışan ile yaptığı görüşmede rahatsızlığına dair belirtileri gözler, doğru soruları sorar, gerekli testleri yapar. Doğru tanıyı koymanın ardından da danışanın iyileşmesi için tedavi programını hazırlar. Modern terapi yöntemlerini bilir ve danışanın rahatsızlığının tedavisinde en fazla etkili olacak terapi yöntemini seçer. 

Uzman psikolog danışanlarının mahremiyetine önem verir. Onların bilgilerini üçüncü kişilerle paylaşmaz. Danışanla yapılan bütün terapilerin maksimum verimli geçmesine dikkat eder. Yapılan terapilerin etkisini kontrol eder. Terapinin bitmesinden sonra da danışanın yanında olur. Ona destek vermeye devam eder. Yapılan terapilerden sonra bireyin artık özgüveni yükselir, yaşadığı sorunlar tamamen biter. İlerleyen yaşamında karşılaşacağı sorunlarla baş etmenin yollarını öğrenir. Geçmişte yaşadığı travmalardan tamamen kurtulur. 

Almanya Psikolog Hizmetleri

Almanya psikolog hizmetleri titiz şekilde danışanların esen, mutlu, başarılı bir hayatı olacak şekilde verir. Danışanın iş ve okul hayatına engel olmayacak bir tedavi programını hazırlar. Şeffaftır ve danışanı ile arasında güven oluşmasını sağlar. İnsan hayatının herhangi bir döneminde çeşitli zihinsel ve ruhsal sorunlar yaşayabilir. Bu sorunların tedavi edilmesi içinse geliştirilmiş terapi yöntemleri bulunur. Almanya psikolog ile iletişime geçildiğinde yaşanan sorunun türüne bağlı olarak uygun şu terapiler uygulanır.

• Bireysel terapi: Bu terapi yetişkinlere uygulanır. Yetişkin tek başına terapiye katılır ve travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, öfke kontrolü, fobiler, migren, fibromiyalji, yeme bozukluğu, kaygı bozukluğu, takıntı ve bağımlılıklar konularında tedavi olur.

• Çocuk ve ergen terapisi: Çocukların ve ergenlerin sosyal uyum sorunları, hiperaktivite, disleksi, öğrenme güçlüğü, depresyon sorunlarına çözüm getirilir.

• Aile terapisi: Aile içinde yaşanan iletişimsizlik, kardeşler arasında sorunlar, ebeveyn olma sorunları, aile üyelerinden birinin kaybı sonrası yas süreci konularında yaşanan sorunlar terapilerle tedavi olur.

• Cinsel terapi: Bu terapiye bireysel ya da gerektiğinde çift olarak katılım sağlanır. Aşırı cinsel istek, cinsel isteksizlik, vajinismus, disporani, erken boşalma, ereksiyon olamama sorunları terapi ile tedavi edilir.

• Evlilik ve çift terapisi: Eşler ya da çiftler arasında azalan bağlılık duygusu, şiddetli geçimsizlikler, boşanma, ayrılık, iletişim kopukluğu, uyum sorunları eşlerin ve çiftin birlikte katılacağı terapilerle tedavi edilir. 

Almanya Psikolog Uyguladığı Terapiler

Psikolojik hastalıkların pek çoğunun tedavisinde terapileretkili olur. Bunun yanında her hastalığın tedavisinde etkili olacak terapi türü farklıdır. Almanya psikolog modern psikolojide uygulanan tüm terapileri bilir. Bunlardan hastanın iyileşmesinde en etkili olanı seçer ve uygular. Deneyimli psikolog terapileri öncesinde danışan ile arasında güven duygusu oluşmasını sağlar. Böylece birey terapilere katılır. Bilinmesi gereken en önemli nokta psikolojik hastalıklarda bireyin iyileşmeyi istemesi gerektiğidir. Birey hasta olduğunu kabul etmediği takdirde yapılan terapilerden maksimum faydanın alınması mümkün olmaz. Bireyin yaşadığı sorunların farkına varması ve iyileşmeyi istemesi halinde tedavi süreci çok daha kısa sürede tamamlanır.

Almanya psikolog tarafından uygulanan terapiler arasında bilişsel terapi, bilişsel davranış terapisi, emdr terapisi, psikoterapi yöntemleri bulunur. Bu psikoterapi yöntemleri arasından seçimi psikolog hastanın rahatsızlığına bağlı olarak seçer. Hangi terapi yöntemini kullanacağını danışana belirtir ve onun da onayını alır. Aynı zamanda danışana gerekli durumlarda ödevler, egzersizler verir. Bunların kontrolünü sağlar. Danışanı gerektiğinde grup terapilerine, sanat terapilerine yönlendirir. Seanslar sırasında hastayı gözlemler ve onun gelişimlerini kaydeder. 

Almanya Psikolog Fiyatları

Psikolojik rahatsızlıkların yaşanması halinde doğru bir psikolog ile iletişime geçilerek tedavi olmak gerekir. Doğru psikolog seçildiğinde yaşanan sorunun sadece semptomlarıdeğil tamamen geçtiği görülür. Uzman psikolog Doğan Tura Almanya’da yaşayan kişilerin yaşadıkları zihinsel ve ruhsal sorunların tedavisini titiz şekilde yapar. Uyum sorunları ya da farklı psikolojik sorunlar yaşadığınızda bunlarla kendiniz baş etmeye çalışarak sorunların daha da derinleşmesine neden olmamalısınız. Aksine psikolojik bir sorun yaşadığınız fark ettiğiniz anda hemen iletişime geçerek randevu almalısınız. Böylece daha kısa sürede iyileşebilirsiniz.

Zihinsel ve ruhsal sorunlar bireyin kendisini olduğu gibi ailesini de sıkıntıya düşürür. Bireyin tedavi olması ile kendisinin olduğu gibi ailesinin de hayatı normale döner. Psikologlar sadece hastalıkların tedavisi için hizmet vermezler. Aynı zamanda psikolojik danışmanlık hizmetini de verirler. Önemli bir karar alma aşamasında olan ama doğru kararı vermekte güçlük duyan kişiler danışmanlık hizmeti alabilirler. Evlilik kararı gibi boşanma kararı alma aşamalarında Almanya psikolog tarafından verilen danışmanlık hizmetini alabilirsiniz. 

Almanya psikolog fiyatları kişinin yaşadığı sorunlardan kısa sürede kurtulmasını sağlamak amacıyla ekonomik olarak belirlenir. İnsanların yaşadıkları psikolojik sorunların farklı olmasından kaynaklı uygulanacak tedavi programı da farklı olur. Bundan dolayı psikolog ile görüşerek uygulanacak tedavi programını belirlemek fiyatın da net olarak ortaya çıkmasını sağlar. Danışmanlık hizmeti almak ya da baş edemediğinizi hissettiğiniz zihinsel ve ruhsal sorunlarınız için psikolog ile hemen iletişime geçerek randevu alabilirsiniz. Bu iyileşmek için atacağınız en büyük ve önemli adım olacaktır.